İki pide, bir kelle kebabı

A -
A +

Hallac-ı Mansur "rahime-hullahü teâlâ", bir gün dört yüz kişiyle hac yoluna çıkmıştı. Bir miktar yol gidince, hepsi çok acıktı. Bunu bu zâta söyleyip; - Efendim, şimdi kelle kebabı olsaydı yerdik, dediler. Hemen bir elini arkasına uzattı. Ve taze pişmiş, "iki pide" ile bir "kelle kebabı" alıp verdi birine. Sonra bir daha uzanıp, "iki pide", bir "kelle kebabı" daha alıp verdi ikincisine. Sonra üçüncüsüne. Böylece o "dörtyüz kişi"nin tamamına ikrâm etti bu pide ve kebaptan. Onlar kebapları yiyip; - Şimdi de taze hurma istiyoruz efendim, dediler. Otururken ayağa kalktı ve; - Hurma mı istiyorsunuz? buyurdu. - Evet efendim. - Öyleyse ağaç diye beni silkeleyiniz! buyurdu. Dediğini yaptılar. O anda o kadar çok taze hurma döküldü ki yere, o dörtyüz kişi yedi de, bitmedi yine. NASİHAT DİNLEMİYORLAR Bir gün de biri bu zâta gelip; - Efendim, çocuklarıma nasihat ediyorum, dinlemiyorlar. Acaba sebebi nedir? diye sordu. Cevabında; - Bir nasihat dinlenmiyorsa, bunun iki sebebi vardır, buyurdu. Sordular: - Onlar nedir hocam? - Ya dinleyenlerin kalbleri günah işlemekten kararmıştır. Ya da nasihat eden, söylediğini kendi yapmıyordur. Adam düşünceye daldı ve - Ben söylediklerimi yapmıyorum, diye mırıldandı yavaşça. Buyurdu ki: - Öyleyse sebep budur. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com