Amasya evliyâsından Sinânüddîn Yûsuf Amâsî hazretleri, bir sohbetinde; - Allahü teâlânın sevdiği kullarının yolunda yürümek arzusunda olanın, bu yolun şartlarını ve edeblerini gözetmesi lâzımdır, buyurdu. Sordular: - O şartlar nedir efendim? - Dînimizin emirlerine yapışmak ve bid'atlerden sakınmaktır. Ve ilave etti: - Ayrıca işlerini, sözlerini ve ahlâkını, dînini bilen ve seven, dindâr âlimlerin sözlerine ve kitaplarına uydurmalı ve onları çok sevmelidir. Seher vakti istiğfar Bir gün de sohbetinde; - Kardeşlerim, uykuda ve yemekte orta derecede olunuz, buyurdu. Seher vakitlerinde kalkıp istiğfâr etmeyi, ağlamayı, yalvarmayı ganîmet biliniz. Ve ekledi: - Sâlih kimselerle düşüp kalkınız. Hadîs-i şerîfte; (İnsanın dîni, arkadaşının dîni gibidir) buyuruldu. Şöyle bitirdi: - Cennetteki "Sonsuz nîmetler"i isteyenin, dünyâ lezzetlerine düşkün olmaması lâzımdır. Dünya ne demektir? Bir gün de bir genç bu zâta gelip; - Efendim, "Dünyâdan sakınınız!" diye okuyoruz kitaplarda. Bu ne demek? diye sordu. Cevabında; - Burada geçen dünya, bildiğimiz bu dünyâ değildir, buyurdu. Sakınmamız gereken "Dünyâ"dan maksat, Allahü teâlânın beğenmediği şeyler, yâni "Haram" ve "Mekruh"lardır. Bir insanı kurtarmak Bir gün de, bazı kimseler; - Efendim, bir insanın hidâyetine sebep olmak çok mu sevaptır? diye sordular. - Elbette, buyurdu. - Ne kadar sevap hocam? - Peygamberimiz, hazret-i Alî'ye ne buyurmuş biliyor musunuz? - Bilmiyoruz efendim. - Efendimiz bu konuda; "Yâ Alî, sen bir kişinin hidâyetine sebep olursan, güneş o gün, senden daha iyi bir kimseye ışık vermez. O gün sen, dünyânın en kıymetli insanı olursun" buyurmuştur. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com