İlimde deryâ idi...

A -
A +

Seyyid Tâhâ hazretlerinin oğlu Seyyid Ubeydullah, umre yapmak istedi bir zaman. Ve "Bu yolculukta, yanımda derin ilmi olan bir âlim olmalı. Bu, olsa olsa "Seyyid Fehîm" olabilir" diye geçirdi içinden. Gidip teklîf etti. Kabul edince, yola çıktılar. Sultân "Abdülhamîd Hân", misâfir etti onları. Oniki gün sarayda kalıp, tekrar yola çıktılar. Sultân, Haydarpaşa'ya kadar uğurladı bizzat. Mısır'da mola verip, doğruca "Câmi-ül ezher" medresesine gittiler. Baktılar ki, âlimlerde bir telâş var. Bir şey araştırıyorlar. Bir kitâbı kapatıp öbürünü açıyorlar, ama bir türlü bulamıyorlardı aradıklarını. Siz okumuş musunuz? Onlar girince, çalışmaya ara verip, Seyyid Fehîm hazretlerine sordular: - Siz okumuş musunuz? - Biraz meşgûl oldum. Bir kâğıt uzattılar o zaman. - Mâdem ki ilminiz var. Şu meselenin cevabını biliyor musunuz? Seyyid Fehîm, kâğıdı okuyup; - Evet, biliyorum, buyurdu. Şaşırdılar. - Gerçekten mi? Hayret doğrusu. Bunun cevabını bulmak için şu anda Câmi-ül ezher, bütün şûbeleriyle tâtildedir. Bulana kadar da bu devâm edecektir. Reîs-ül ulemâmız ve yüzlerce âlim bunu çözmek için seferber olduk. Gece gündüz çalışıyoruz. Henüz bir netice alamadık. Size minnettârız! Seyyid Fehîm, cevapladı suali. Ve geniş îzâh etti. Ağızları açık dinleyip, ilimdeki derinliğini anladılar. Elini öpüp, ertesi gün yapılacak olan "Büyük meclis"e dâvet ettiler. Reîs-ül ulemâ ve yüzlerce âlim, ayakta karşıladı kendisini. O gün akşama kadar, çetin suâller sorup cevaplarını aldılar. Sonunda reîs ayağa kalkıp; - Efendi hazretleri! Size minnettârız. Zîra bizi büyük bir müşkilâttan kurtardınız. Bendeniz de dahil, bizim bütün ilmimiz, zât-ı âlinizin ilmi yanında denizde damladır, dedi. Şöyle bitirdi: - Câmi-ül ezher, size ilelebed medyûn-u şükrân olacaktır. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com