"İlk lok­ma ben­den!.."

A -
A +

­şık E­fen­di, E­dir­ne'de ya­şa­yan Al­lah dost­la­rın­dan­dır. ­Bir gün se­ven­le­rin­den bir genç, bu za­tı zi­ya­ret ni­ye­tiy­le çık­tı ev­den. ­Yol­da gi­der­ken de; "Gi­de­yim, ­şık E­fen­di'nin hâ­ne­sin­de pi­şen be­re­ket­li ye­mek­ler­den yi­ye­yim. O­nun ek­me­ğin­de şifâ var­dır. He­le ken­di e­liy­le ağ­zı­ma lok­ma ko­yar­sa, ne bü­yük sa­a­det o­lur" di­ye ge­çir­di i­çin­den. ­Bu dü­şün­ce i­le ge­lip gir­di dergâh­tan i­çe­ri. ­şık E­fen­di o­nu gü­ler yüz­le kar­şı­la­dı. - Hoş gel­din, bu­yur­du. Gel, o­tur şöy­le. ­Hoş­beş­ten son­ra çı­kıp, az son­ra bir sof­ra i­le dön­dü o­da­ya: - Bu­yur evlâ­dım. Çok­tan­dır bi­zim ye­mek­ler­den ye­me­din, öz­le­miş­sin­dir. - E­vet ho­cam, öy­le. - Ben de a­cık­mış­tım. Gel, bir­lik­te yi­ye­lim. O­tur­du­lar yer sof­ra­sı­na. ­şık E­fen­di, Bes­me­le i­le bir lok­ma a­lıp, koy­du gen­cin ağ­zı­na: - İlk lok­ma ben­den. Şifâ ol­sun. ­De­li­kan­lı mest ol­muş­tu. "El­ham­dü­lil­lah! Yâ Rabbî, sa­na şü­kür­ler ol­sun ki, ba­na böy­le bir mü­ba­rek zâ­tı ta­nıt­tın" di­yor­du i­çin­den. E­Vİ­NİZ­DE YAŞ­LI VAR MI? ­Bir gün de, sev­di­ği genç­ler­den bi­ri ge­le­rek; - Bir nasî­ha­tı­nı­zı al­ma­ya gel­dim e­fen­dim, di­ye arz et­ti. ­Mü­ba­rek zat, sev­giy­le bak­tı gen­ce: - Evlâ­dım si­zin ev­de yaş­lı in­san var mı? - Var e­fen­dim. - Kim­dir o? - An­nem e­fen­dim, dok­san ya­şın­da. - Evlâ­dım ih­ti­yar­la­ra hiz­met et­mek, çok bü­yük nî­met­tir. He­le bu, an­ne ve­ya ba­ba o­lur­sa, da­ha bü­yük nî­met­tir. O­nu sa­kın in­cit­me­yin. Hiz­met e­dip gön­lü­nü al­ma­ya ba­kın. O­nun duâ­sı bu­lun­maz ganî­met­tir, bu­yur­du. ­Ve ilâ­ve et­ti: - U­nut­ma, bir ev­de bir yaş­lı­ya hiz­met e­di­li­yor­sa, o ev­de ya­pı­lan duâ­la­rı Al­la­hü teâlâ ka­bul e­der. >> www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com