İmâm-ı Şâfii "rahmetullahi aleyh" -3-
30 Kasım 2001 01:00
İnsanları razı etmek...
"İmâm-ı Şâfii"ye gelerek bir gün bir zat,
Dedi; (Eder misiniz bana biraz nasihat.)
Buyurdu ki; (Dünyaya hiç bağlama kalbini,
Zira bu, birgün biter, düşün âhiretini.
Çok yıl ömür sürsen de, sen bu dünya evinde,
"Sonsuz" yaşayacaksın âhiret âleminde.
Ve ne kadar uğraşsan, zorlasan da nefsini,
Tam razı edemezsin insanların hepsini.
Öyleyse sen Rabbini tam razı etmeğe bak,
Zira böyle olmanı istiyor cenabı Hak.
Senden razı olsa da eğer bütün insanlar,
Rabbimizin rızası yok ise, neye yarar?
Sadece Hak teala severse seni şu an,
Gam değil, bütün dünya olsa da sana düşman.)
Rica etti o kişi; (Söyleyin biraz daha,)
Buyurdu; (Rabbine dön, halis kul ol Allaha.
Senden zengin olanı kıskanma, etme haset,
Dinde, senden ilerde olanlara gıbta et.
Zira sana, mahşerde, budur lazım olacak,
Malın, paran çok ise, vârislere kalacak.
"Aklı olan", aldanmaz dünya mal-ü mülküne,
Hazırlanır durmadan hep âhiret gününe.
Bilir ki dünya fani ve sonsuzdur âhiret,
'Ebedi'yi, 'fani'ye tercih eder o elbet.)
Nasihat istemişti yine bir gün başkası,
Buyurdu ki; Temin et ilim, amel, ihlası.
Zira bunlar, giderir kalbindeki hüzünü,
Ve bunlardır, mahşerde güldürecek yüzünü.
Ortak ol dostlarının sevincine, derdine,
Hatasını görürsen, söyle yalnız kendine.
Zira sadık arkadaş, gıybet etmez dostunu,
Başkası gıybet etse, susturur hemen onu.
"Dünya" ile "ahiret", zıddır birbirlerine,
Birinden uzaklaşan, yakaşır diğerine.
Dünya muhabbetiyle, Rabbimizin sevgisi,
Bir kalpte, bir arada bulunmaz her ikisi.
"Dünya", hiç sevmediği nesnelerdir Allahın,
Hem de dünya sevgisi, başıdır her günahın.
"Gurur" ve "kibir" dahi, addedilir dünyadan,
Yalnız ahmak olanlar, lezzet alır bunlardan.)
Bir gün de, bir mü'mine veriyordu nasihat,
Buyurdu, (Âhirettir esas gaye ve maksat.
Kim gâye edinirse her işinde "ihlâs"ı,
Aziz olur her zaman, budur işin esası.
Rabbini sevdiğini söylüyorsun ey insan,
Bu nasıl sevgidir ki, edersin O'na isyan?
Seven, hiç sevdiğini getirir mi gazaba?
Bil ki günah işleyen, düçar olur azaba.)