İnsan başıboş değildir

A -
A +

Van evliyâsından Mustafa Efendi bir sohbetinde; - Kardeşlerim, yenilen lokmalarda, ihtiyâtlı davranmak lâzımdır, buyurdu. Bir Müslümanın, her yerde bulduğu, her şeyi yemesi doğru değildir. Ve ekledi: - Lokmaların helâlden mi, haramdan mı geldiğini düşünmemiz lâzımdır. Şöyle devam etti: - İnsan, başlı başına değildir ki, her bildiğini, her aklına geleni yapsın. Sâhibimiz, Yaratanımız var. Onun emir ve yasakları, beğendiği ve beğenmediği şeyler var. Bir nefes aldı: - Bütün bunları, Peygamberimizle bizlere bildirmiştir. Bize düşen, bunları öğrenip, ona göre amel etmektir. Günah tatlı geliyor Bir gün de bazı gençler; - Efendim, günah işlemek istemiyoruz. Ama nefsimize tatlı geliyor, dediler. Cevaben; - Öyle ama, Sâhibinin, Yaratanının beğenmediği şeyleri yapan kul, ne kadar bedbaht ve zavallıdır ki, her şeyi Sâhibinin izni olmadan kullanmak istiyor, buyurdu. Ve ilave etti: - Kendisini yoktan yaratan, sonsuz nîmetler veren Allahü teâlânın yasak etmesine önem vermeyerek, aldırmayarak, çılgınca günah işlemek, Müslüman olana yakışır mı? Gençler mahcup olmuşlardı: - Ne yapmalıyız hocam? - Hemen tövbe edin. Peygamber Efendimiz; (Günahına tövbe eden, hiç günah yapmamış gibidir) buyuruyor. Zikir, hâtırlamaktır Bir gün de, sevdiklerinden biri; - Efendim, zikir nedir? diye sordu bu zâta. Cevabında; - "Zikir", Allahü teâlâyı anmak, yâni hâtırlamaktır, buyurdu. Sonra îzah etti: - Bir iki kişi, bir yerde oturur, Allah'tan ve Peygamberden bahsederlerse, "Zikretmiş" olurlar. Ve ilave etti: - Bir ilmihâl kitabı açıp okumak da "Zikir"dir. Melekler, böyle meclisleri bulunca hemen oraya üşüşür, onları sarar, onlar için duâ ederler. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com