Gençten bir kimse vardı Van'da. Adı Fehîm. Seyyid Fehîm hazretleri de Arvas'tan Van'a gelmişti o günlerde. Ve bunaltıcı sıcaklar vardı. Yine çok sıcak bir yaz günüydü ki, bu genç, dağdan bir tabak "Kar" getirip arzetti Seyyid Fehîm'e. Büyük Velî memnun olup sordu: - İsmin ne senin? - Fehîm. O sıcakta, çok makbule geçmişti getirdiği kar. Mübarek sevdi bu genci. Ve şefkatle baktı bir an. İşte ne olduysa o anda oldu. Kalbi, bu Velî'nin muhabbetiyle doldu. Seyyid Fehîm hazretleri Van'dan ayrılıp Arvas'a döndü tekrar. Ama genç Fehîm'in kalbi, Onun muhabbetle yanıyor, Onun ayrılığına dayanamıyordu. Koştu annesine: - Anne! Hazırla heybemi. - Hayrola oğlum, nereye? - Arvas'a. O Velî'yi göreceğim. - Aman oğlum, gitme sakın! - Neden anne? - Baksana şu kışa. Yollarda yem olursun kurda kuşa. Fakat o, vermişti kararını. Heybesini omuzlayıp düştü yola. Gerçekten ölüm saçıyordu yollar. Fırtına, tipi, kar. Sonra aç kurtlar. Ama bütün bunlar, vız geliyordu ona. Zîra onu götüren, bir "Sevgi"ydi, bir "Aşk"tı. Çünkü "Seyyid Fehîm"e kavuşacaktı. Nereye delikanlı? Derken bir adam çıktı karşısına. - Nereye delikanlı? İstersen yardım edeyim. Hiç ilgilenmedi. Cevap bile vermedi. Ve akşam oldu, ezân okundu. Seyyid Fehîm; - Bir yolcumuz geliyor, onu bekliyelim, buyurdu. Az sonra geldi genç Fehîm. "Kardan adam" gibiydi aynen. Büyük Velî sordu: - Yolda rastladığın, Hızır'dı. Niçin yardımını kabul etmedin? Genç âşık; - Ben sizinleydim, dedi. Siz de geliyordunuz yanım sıra. Siz varken bakar mıyım "Hızır"a? Ona, "Sofu Baba" derler Van civârında. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com