Kabir ziyaretinin âdâbı

A -
A +

Evliyânın meşhurlarından Saîdüddîn-i Fergânî hazretlerine, bir gün; - Kabir ziyareti nasıl yapılır? diye sordular. Cevabında; - Ziyarete giden kimse, kabir yanına gelince, önce selâm verip mezarın kıble tarafına, ayak ucuna yakın durur, buyurdu. Ve ekledi: - Tanıdığı gibi, o zâtın şeklini, sûretini hâtırına getirir. Bir Fâtiha ve onbir İhlâs okuyup, sevabını Resûlullah Efendimizin, bütün Peygamberlerin, Eshâb-ı kirâmın, evliyâların ve bu zâtın rûhuna hediye eder. Merak ettiler: - Sonra efendim? - Sonra o zâtın rûhunu gönlünde bulundurur. Gelen kimse almasını bilir, o zat da vermeye ehil, olgun bir velî ise elbette bir şeylere kavuşur. Ama bir şartla. - O hangi şart hocam? - O zâtın kendisini tanıdığına, selâmını işitip cevap verdiğine, rûhunun, kâmil, olgun olduğuna ve nerede hâtırlarsa oradaymış gibi feyz vereceğine ve Allahü teâlâ, feyzi, onun rûhu ile gönderdiğine inanmaktır. Ve sordu onlara: - Üzüm isteyen, üzüm asmasına mı gider, erik ağacına mı? - Tabii ki üzüm asmasına gider, dediler. - Su isteyen, çeşmeye mi gider, ağaca veya sobaya mı? - Elbette çeşmeye gider. - Buğday isteyen, tarlasını sürer, eker, biçer, öyle değil mi? - Evet hocam. - Pekii çocuk isteyen ne yapar? - Evlenir efendim. Sordu yine: - Hasta olan da doktora gider. Bakkala, avukata gitmez, değil mi? - Tabii ki efendim. Buyurdu ki: - İşte kalbin gıdâsını, rûhun temizliğini isteyen de, evliyânın kalbine, rûhuna başvurur. Çünkü Allahü teâlâ, bu nîmetlerini, evliyânın kalbinden göndermektedir. Şöyle bitirdi. - Her şeyi yaratan, gönderen, yalnız Allahü teâlâdır. -------- E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com