Behâeddîn-i Buhârî kuddise sirruh hazretleri, dergâhta otururken bir genç girdi içeri. Ve büyük bir edeble; - Efendim, kabul ederseniz ben de talebeniz olmak istiyorum, diye arz etti. Büyük veli sordu: - Maksadın nedir evladım? - Feyz alıp kalb gözümün açılmasını istiyorum efendim. Behâeddîn-i Buhârî hazretleri ona merhamet nazarıyla bir defa baktı. O bakışla bir haller oldu gence. Bayılıp yere düştü. Ayıldığında kalb gözü açılmıştı. Yıllarca çalışarak ele geçen bu devlet, Onun bir nazariyle, hâsıl olmuştu. Sonra döndü o gence: - Sana, iyiliklerden en güzel iki tânesini söyleyeyim mi evlâdım? - Lütfedersiniz efendim. - Birincisi Allahü teâlâya dosdoğru bir îman, ikincisi ise O'nun kullarına iyilik etmektir. Ve sordu yine: - Kötülüklerden en kötü iki tânesini de söyleyeyim mi? - Sevinirim hocam. - Birisi, Allahü teâlâya şirk koşmak, öbürü, Allahın kullarını incitmek, eziyet etmektir. MUTLAKA NAMAZINI KIL! Bir gün de sevdiği bir talebesine; - Evlâdım, sana iki mühim nasîhatim olacak, buyurdu. Bunu ömür boyu aksatmadan yapacaksın, tamam mı? Delikanlı; - Tamam efendim, dedi. Buyurdu ki: - Birincisi, beş vakit namazını özenerek, usulüne uygun olarak kıl. Böyle yaparsan Allahü teâlânın rızâsına kavuşursun. - İnşallah hocam. - İkincisi de "Allah dostları"nı, Evliyâullahı çok sev. Onların nasîhatlerine kıymet ver. Böyle yaparsan mutlaka îmanla gidersin âhirete. >> www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com