Muînüddîn-i Çeştî hazretleri, seyyiddir. Evlâd-ı Resûl'dür yani. Hindistân'da yaşadı. "Yüz" yaşında, "Ecmir"de vefat etti. Babası vefât edince, bir "Üzüm bağı" miras kaldı kendisine. Bir gün, bu bağda oturuyordu ki, bir "Hak âşığı" geldi yanına. O zâta hürmetinden, fırlayıp kalktı hemen. Elini öpüp, gölge bir yere oturttu. En güzel üzümlerden toplayıp, ikram etti. Ancak O, hiç rağbet etmedi üzümlere. İç cebinden çıkardığı "Kuru ekmeği" yemeğe başladı. Genç Muînüddin çok sevmişti bu zatı. İçi ısınmıştı Ona. O sevimli zat, yediği kuru ekmekten Muînüddîn'in ağzına da koydu "bir lokma". İşte ne olduysa o anda oldu. Muînüddin'in kalbi "Nûr"la doldu. Yani "dünya sevgisi" çıkıp, "Allah sevgisi" girdi yerine. Muînüddin; "Bana ne oldu?" diye düşünürken, göremedi o zatı bir daha. O günden itibaren kendisini dînî yönden yetiştirecek bir mürşit aramaya başladı ve bir gün "Osmân-ı Hârûnî" hazretlerini görüp, yirmi yıl hizmet etti Ona. O da, onu yetiştirip, verdi icâzetini. O esnâda bir "Kerpiç" duruyordu önlerinde. Hocasının emriyle onu eline alır almaz, "Altın" oldu bir anda. Hocası bunu görünce; - Senin işin tamamdır, buyurdu. Sen de başkalarını yetiştir! BAŞARILI İNSAN KİMDİR? Bir gün bir talebesi gelerek; - Başarı nedir efendim? diye sordu bu zâta. Cevabında; - Başarı, öldükten sonra işe yarayan şeydir, buyurdu. Ve îzah etti: - Yani bir şey, âhirette işe yaramayacaksa, ona başarı denmez evladım. Asıl başarı, âhirette kendisini "Cehennem ateşi"nden koruyabilmektir. Ve ekledi: - Kendisini "Ateşte yanmak"tan koruyamayan kimse, ne yaparsa yapsın, başarılı sayılmaz. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com