Büyük Velî Seyyid Fehîm Efendi, her sene, Müks'ten Van'a gelir, sohbetleriyle feyz saçardı Van halkına. Kendisini çok seven, bir "Ahmet Bey" vardı ki, onun evinde kalırdı ekseriya. Bir sene Ahmet bey Hacca gitmişti. Buna rağmen onun evinde kaldı yine. Yanında birkaç sevdikleri de vardı. Bir gece yarısı, sevdiklerinden birini uyandırıp; - Çabuk kalk! Herkesi uyandır! buyurdu. - Peki ama neden? - Acele terk etmemiz lâzım bu evi. - Emriniz baş göz üstüne. Ama sabahı bekleseydik olmaz mıydı? Zîra Ahmet beye karşı ayıp olur. - Hayır hayır hemen çıkmalıyız. Hem Ahmet beyin oğullarına da haber verin. Ne olur, gitmeyin! O arada Ahmet beyin oğulları huzura gelip yalvardılar. - Efendim, kusûrumuz olduysa lütfen affedin. Bizi böyle terk edip gitmeyin. Babamız duyarsa yüreğine iner. Nasıl cevap veririz? - Siz müsterîh olun, buyurdu. Bize, fazlası ile hizmet ettiniz. Sizden râzıyım. Ama şimdi acele buradan gitmeliyiz. Çâresiz büktüler boyunlarını. - Peki efendim, nasıl emrederseniz. Ve gece yarısı toparlanıp gittiler başka bir eve. Ahmet bey vefat etti Ertesi gün oğlu Muhammed Emîn sordu: - Babacığım, hikmeti neydi ki öyle apar topar çıktık evden. Ahmed Bey'in evlâtları çok üzüldüler. Sabah çıksaydık olmaz mıydı? - Olmazdı oğlum. Kimseye söyleme. Ahmet Bey, vefat etti bu gece. - Vefat mı etti? - Evet. Ev, "Yetîm evi" olup, mirasçılara kaldı. Önceden, her eşyâyı rahat rahat kullanıyor, istediğimizi alıp yiyorduk. Çünkü biliyorduk Ahmet beyin seve seve izin verdiğini. Şimdiyse, bütün bunlar mîrâsçıların oldu. Onların da kimler olduklarını bilmiyoruz. "Kul hakkı"ndan kaçınmak için acele çıktık. Bir ay geçti aradan. Hacılar, teker teker döndü. Ahmet Bey gelmedi. Onu tanıyanlar; - O, bir gece, Mekke'de vefat etti, dediler. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com