"Kalk yâ Ebâ Türâb!"

A -
A +

Hazret-i Alî'nin "kerremallahü vecheh" bir ismi de Ebû Türâb idi. Kendisi zaman zaman; "Bana Ebû Türâb adından daha sevgili ad yoktur. Zîrâ onu Fahr-i âlem Efendimiz koymuştur" buyururdu. Hâdise şöyle oldu: Bir gün İmâm-ı Alî ile hazret-i Fâtıma-tüz Zehrâ "radıyallahü anhümâ" küsüştüler. İmâm-ı Alî kalktı. Mescide vardı. Kuru toprağa yattı. Hazret-i Fâtıma ise Server-i âlem hazretlerine varıp; "Babacığım! Yanlışlıkla Alî'yi küstürdüm. Ama bilirim ki, suç benimdir" dedi. Efendimiz kalktılar. Mescide vardılar. Gördüler ki, toprakta yatar. Yüzüne toz toprak yapışmış. Onu böyle görünce; "Kalk yâ Ebâ Türâb!" diye seslendiler. Hazret-i Alî sesi duydu. Hemen ayağa fırladı. Bu hitâbtan çok hoşlandı. İşte bu sebepten; "Bana, Ebû Türâb isminden daha sevgili isim yoktur" buyururdu. Bir sahâbî anlatır: Efendimizin huzûrundaydım. Bana seslendiler. Ben cevâben; "Lebbeyk yâ Resûlallah!" dedim. Bana bakıp; "İster misin ki, Cennetin direğini sana göstereyim?" buyurdu. "İsterim yâ Resûlallah!" dedim. Hazret-i Alî'yi gösterip; "Bu kişi ve bunun ehli, Cennetin direğidirler" buyurdu. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com