Ebû Ubeyde hazretleri "radıyallahü anh" bütün gazâlarda bulundu. Mekke'nin fethinde de Resûlullahın yanında bulundu. Peygamberimizin huzûruna Necran'dan bir Hristiyân heyeti gelmişti. Çok şeyler sordular. Cevapları anladılar. Ve Müslüman oldular. Sonra da; "Yâ Muhammed! Senden râzıyız. Eshâbından bir emîn kimseyi bizimle gönder. Vergilerimizi ona verelim!" dediler. Efendimiz de; "Pekâlâ" buyurdu. Sahâbe merak etti. Kimdi bu emîn kişi. O anda Efendimiz; "Kalk yâ Ebâ Ubeyde!" buyurdu ve; "Ümmetimin emîni budur" diyerek onlarla berâber gönderdi. Hazret-i Ebû Ubeyde bu müjdeye kavuşunca sevincinden ağladı. VASİYET ETTİ Bir zamanlar Şam'da vebâ hastalığı çok Müslümânın ölümüne sebep olmuştu. Hazret-i Ebû Ubeyde de bu salgına yakalandı. Öleceğini anlayınca orada olanlara bir vasiyetinin olduğunu söyledi. Onu doğrulttular. "Buyur" dediler. Şu vasiyeti yaptı: "Namâzınızı kılınız, orucunuzu tutunuz, zekâtınızı veriniz, Haccınızı yapınız. Âmirlerinize itâat ediniz. Dünyaya aldanmayınız. İnsanların en akıllısı Allahü teâlânın emirlerini yerine getirenlerdir. Yâ Muâz! Cenaze namazımı sen kıldır" dedi. Ve gözlerini yumdu. Hazret-i Muâz kalktı. Namazını kıldırdı. Sonra cemaate dönüp; "Bugün öyle birini kaybettiniz ki, Ondan daha çok dînine bağlı bir kimse görmedim. Ebû Ubeyde hazretlerine hakkınızı helâl ediniz" buyurdu.