"Kendisinden razıyız"

A -
A +

Timur Hân, dünyanın en büyük devlet adamlarındandı. Büyük velîlerden "Seyyid Emîr Külâl" hazretlerinin sohbetinde bulunmuş, mânevî evlâtlığa kabûl olunmuştu. Kendisi Semerkant'ta yaşıyordu. O büyük zat ise Buhara'da. Bir gün, bu büyük velîye birini gönderip; - Buhâra'ya gelmemize izinleri var mıdır? Eğer yoksa, lutfedip kendileri gelseler, zira çok özledik, diye haber gönderdi. Büyük velî, oğlu Emîr Ömer'e; - Oğlum, biz Timur Hân'dan râzıyız ve duâcıyız. Lâkin buraya gelmesi uygun olmaz. Biz de oraya gidemeyiz, buyurdu. Ve emir verdi: - Semerkant'a git, bunu bildir kendisine. Ayrıca ona de ki, ölmeden önce, âhirete yarar iş yapsın! Emîr Ömer Semerkant'a gitti. Ve babasının sözünü nakletti kendisine. Koca sultân; - Emirleri baş göz üstüne! dedi. Onu çok sevdiğini söyledi. Ayrıca; - Buhâra'nın mülkünü onun emrine vermek istiyorum. Lütfen kabul etsin, diye ricâ etti. Emîr Ömer başını kaldırdı: - Hayır, babam bunu kabul etmez. - Öyleyse, filân şehri ona bağışlayayım. - Bunu da kabul etmez. - Neden? - Çünkü babamın gözünde dünya malının zerre kadar kıymeti yoktur. - Hiç olmazsa ikâmet ettiğiniz köyü bağışlayayım. - Onu da kabul etmez. - Pekâlâ, babanızın bana bir sözü var mıdır? - Evet var. "Timur Hâna söyle. Ölmeden önce, âhirete yarar iş yapsın!" diye tembih etti. Timur Hân sordu: - O yarar iş nedir acaba? Emir Ömer; - Babamdan duymuştum, dedi. "En kârlı iş, Resûlullah'ın yolunda yürümektir. İslâma uyan, dünyada da, âhirette de rahat eder" buyurmuştu. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com