(Dünden devam)
Yarısına varınca, ipi kestiler.
Kuyuda su vardı.
Suya düşecekti.
Hak teâlâ hazret-i Cibril'e:
"Kuluma yetiş!" buyurdu.
O da bir anda geldi.
Onu tuttu.
Bir kayaya oturttu.
? ? ?
Hazret-i Yusuf dua etti.
Hak teâlâyı zikre başladı.
Melekler, çevresine toplandılar.
Onunla ünsiyet peyda ettiler.
? ? ?
Kardeşleri, Onun sırtından çıkardıkları gömleği kana bulayıp babalarına götürdüler ve "Yusuf'u kurt yedi" dediler.
Ve kanlı gömleği uzatıp:
"İşte gömleği" dediler.
Yalandan ağladılar.
Sızlandılar.
Yakub Nebi gömleğe baktı.
Yırtılmadığını görünce:
"O kurdun Yusuf'uma şefkati sizden fazla imiş. Oğlumu yemiş de gömleğini yırtmamış" dedi.
Ve takdire razı oldu.
Ama hakikati biliyordu.
? ? ?
Az sonra bir kervan geldi.
Kuyunun yanında konakladı.
Birisi kovasını aldı.
Kuyuya sarkıttı.
Sonra yukarı çekti.
Hazret-i Yusuf baktı.
O kovaya yapıştı.
Birlikte dışarı çıktı.
Saka, Onu görünce:
"Müjde, işte bir civan!" dedi.
? ? ?
O anda kardeşlerinden biri de oradaydı.
Kardeşine yiyecek getirmişti. (Devamı yarın)
www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com