Enes bin Malik (radıyallahü anh) rivayet eder: Resulullah (aleyhisselam) buyurdular ki: Biz kıyamette dört süvari oluruz... İnsanlar perişandır! Aç ve susuzdurlar. Hem de çıplaktırlar. Ben, kendi bineğim olan burak üzerine binerim. Salih Nebi kendi devesine biner. Fatıma, benim Asba adlı deveme biner. *** Ali bin Ebi Talib ise bir cennet devesine binip mahşer yerine gelir. Başında tac vardır. Benim önümde yürür. Ve "Lâ ilahe illallah. Muhammedün Resulullah!" diye nida eder. Mahşer halkı onu görüp "Bu, bir büyük melektir" derler. Öyle zannederler. *** O esnada Hak teâlâ katından "Ey mahşer halkı! Bu kişi melek veya peygamber değildir. Bu, Ali bin Ebi Talib'tir!" diye nida edilir. Haztet-i Ali bunu işitir. Arş-ı âlâ önüne gelir. Ve "Yâ Rabbî! Her kim beni sever ve muhabbet ederse senin zatını sever ve muhabbet eder" diye nida eder. *** Bir gün de Hazret-i Ali "Çok kimseler benim yüzümden helak olurlar. Bazısı beni ifrat derecede sever ama diğer Sahabeye düşmanlık ederler. Ben onları sevmem. Bazısı da beni sevmez ama diğer Sahabeleri severler. Bu iki kısım da cehennem ehlidir" buyurdu. *** Hazret-i Ali sözüne devam edip "Ben peygamber değilim. Bana vahiy gelmez. Allahü teâlâ ne emrederse ona uyarım. Sizin de uymanız farzdır. İsteseniz de istemeseniz de yapmanız lazımdır" buyurdu. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com