(Dünden devam) Sıra nikâha gelmişti. Ancak nikâhta kim vekil olacaktı? Eshab-ı Kiram toplanmış bunu konuşuyorlardı. Bir duraklama oldu. Hazret-i Cibril geldi. Ve Efendimize "Yâ Resulallah! Hak teâlâ sana selam ediyor. Ali'nin yerine hiç kimsenin vekil olmamasını, nikâhta bizzat kendisinin bulunmasını emrediyor" dedi. *** Sonra mehir tayin edildi. Mehir dört yüz akçeydi. Bu mehirle nikâh kıyıldı. Müjdeciler, Hazret-i Fatıma'ya koşup bunu haber verdiler. Ama o, bu mehire razı olmadı. Cebrail aleyhisselam gelip Allahü teâlânın "Fatıma dört yüz akçeye razı olmuyorsa dört bin akçe olsun" buyurduğunu bildirdi. *** Bunu teklif ettiler. Yine razı olmadı. Hazret-i Cibril tekrar geldi. Mehrin "dört bin altın" olduğunu haber verdi. Ancak Fatıma-tüz-Zehra dört bin altına da razı olmadı. Mehir, nikâh yapılırken erkeğin kadına vereceği bedeldir. Hazret-i Cibril gitti. Yeni emir getirdi. Resulullah Efendimize "Yâ Resulallah! Hak teâlâ, Fatıma'nın isteğinin ne olduğunu bizzet senin öğrenmeni emir buyuruyor" dedi. *** Resûl-i Ekrem gitti. Kendisine sordu: Hazret-i Fatıma "Babacığım, kıyamet gününde sen, müminlerin günahkârlarından kimlere şefaat edeceksen, ben de o kimselerin hanımlarına şefaat edeyim, benim mehrim bu olsun" dedi. (Devamı yarın) > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com