"Mehire râzı değilse!"

A -
A +

(Dünden devam) Alî bin Ebî Tâlib "radıyallahü anh" bizzat kendisi hutbeyi okudu. "Dörtyüz akçe" mehir ile nikâh eylediler. Bunu hazret-i Fâtıma'ya müjdelediler. Ancak O, bu mehire râzı olmadı. Hazret-i Cibrîl geldi. Resûl-i ekreme "aleyhisselâm"; "Yâ Resûlallah! Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri buyurdu ki; 'Fâtıma dörtyüz akçe ile nikâha râzı değilse, dörtbin akçe olsun' dedi. Bunu Ona söylediler. Yine râzı olmadı. Cibrîl yine geldi. Allahü teâlânın; "Fâtıma buna da râzı gelmediyse dörtbin altın verilsin" emrini getirdi. Emri bildirdiler. Yine râzı olmadı. Cibrîl tekrar geldi. Ve Efendimize; "Yâ Resûlallah! Allahü teâlâ emretti ki: "Sen bizzat, Fâtıma'nın huzûruna varıp, murâdı ne ise sual edesin" diye haber verdi. O Server emri aldı. Kızının yanına vardı. Murâdını sual eyledi. Hazret-i Fâtıma; "Babacığım! Murâdım odur ki, sen, mahşer gününde günahkâr müminlere şefâ'at edersin. Ben de onların hâtunlarına şefâ'at edeyim. Benim mehrim bu olsun" diye arz eyledi. O Server bunu duydu. Cibrîl'e beyân buyurdu. Cebrâîl aleyhisselâm da Allahü teâlânın huzûr-ı şerîflerine varıp, hazret-i Fâtıma'nın bu arzûsunu iletti. (Devamı yarın) > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com