Hazret-i Hüseyin "radıyallahü anh" Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" torunu, Hazret-i Alî'nin ikinci oğludur. Resûlullah Efendimiz her sabah namâzını kıldıktan sonra mübârek yüzünü Eshâb-ı kirâma çevirirlerdi. Ancak bir sabah öyle olmadı. Hazreti Alî'yi aldı. Ve Onunla çıktı. Eshâb-ı kirâm "aleyhimürrıdvân" nereye gittiklerini anlayamadı. Hazret-i Fâtıma'nın evine gitmişlerdi. Efendimiz, Hazret-i Alî'ye; "Kapıda dur, kimseyi içeri alma" buyurdu. Hazret-i Hüseyin doğmuştu. Melekler geliyordu. Tebrik ediyorlardı. Hazret-i Ebû Bekir duramayıp, Hazret-i Alî'nin evine gitti. Sonra hazret-i Ömer, sonra hazret-i Osmân, sonra bütün Eshâb-ı kirâm, Hazret-i Alî'nin evine gittiler. Hazreti Ebû Bekr sordu: "Resûlullah nerede?" Hazret-i Alî; "İçerideler" dedi. "İzin verirsen ben de gireyim" deyince; "Allah'ın Resûlü meşgûldür" dedi. "Benim girmememi sana emretti mi?" deyince; "Hayır, yalnız dörtyüzyirmidörtbin melek geldi" dedi. Hazreti Ebû Bekr şaştı. Bu işe aklı ermedi. Hazret-i Alî "radıyallahü anh", bu mâlumatı, bütün Eshâb-ı kirâma da söyledi. Bir ara Resûlullah Efendimiz dışarı çıkıp, herkesin içeri girmesini emredince, bütün Eshâb-ı kirâm sevindiler. Ve içeri girdiler. Selâm verdiler. Hazret-i Alî'nin meleklerin sayısı hakkındaki sözünü Efendimize arz ettiler. Resûlullah da hayret ettiler. Hazreti Alî'ye sordular: "Bunu nasıl bildin?" Hazret-i Alî; "Melekler grup grup geliyorlardı yâ Resûlallah. Her biri, ayrı bir dil ile konuşuyor ve sayılarını bana bildiriyorlardı" diye arz edince; "Allah aklını ziyâde etsin yâ Alî" buyurdular... www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com