Ebû Bekr-i Kettânî hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, müminleri seviniz, buyurdu. Zîra mümin, Allahın dostudur. Onlara sû-i zanda bulunmayınız. Ve ekledi: - Müminleri sevmekten başka çâre yoktur. Sonra şunu anlattı: Gençlik senelerimde komşumuz bir Müslüman vardı. Lâkin her nedense ona karşı kalbimde bir "Soğukluk" duyardım. Ama bilmezdim sebebini. Halbuki; "Mümine soğuk durmak felâkettir" diye de biliyordum. Ne kadar uğraştıysam atamadım kalbimden bu kötü düşünceyi. "Hediye, muhabbeti arttırır" diye de işitmiştim. Kıymetli hediyeler aldım. Ve götürdüm takdim ettim o kimseye. Yine "Soğukluk" gitmedi kalbimden. Bu defa onu evime dâvet ettim. Çeşitli ve leziz yemekler ikrâm ettim. Yine gitmedi o soğukluk. Çok üzüldüm. Kendi kendime; - "Ey nefsim, inât etme. O müminin ne kötü hâli var ki, ona soğuk duruyorsun? Bu hâl, kibirdendir, vazgeçmezsen mahvolursun!" dedim. Fayda etmedi. Ama bunu başarmalıydım. Bu defa; - "Ey nefsim! Yoksa sen, kendini, ondan üstün mü görüyorsun? Çabuk tövbe et ki, cenâb-ı Hak bu hâlinden râzı değildir!" dedim. Yine değişmedi kalbim. Ama vazgeçmedim. O müminin evine gittim. Tekrar yemeğe dâvet ettim. Neler neler ettimse de, o soğukluk bir türlü gitmedi kalbimden. Halbuki dînimizde buna cevâz yoktu. Nihayet bir seher vaktinde; - Yâ Rabbî, kalbimde bu mümine karşı muhabbet ihsân eyle! diye yalvardım. Çok ağladım. Çok gözyaşı döktüm. Çok şükür duâm kabul oldu. O soğukluk gitti. Ferahladım. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com