Münâfıkların fitnesi

A -
A +

Efendimiz aleyhisselâm bir gün Hazret-i Alî'ye bakarak; - Yâ Alî! Seninle ben, Hârun'la Mûsâ gibiyiz, buyurdular. Nitekim bir harbe çıkılırken, Efendimiz hazret-i Alî'ye radıyallahü anh; - Yâ Alî! Sen Medîne'de kal! buyurdular. Hazret-i Alî; - Baş üstüne, deyip, Medîne'de kaldı. Ama münâfıklar bunu fırsat bilip; - Muhammed Ondan sıkıldığı için Medîne'de bıraktı, dediler. Hazret-i Alî Efendimize koşup; - Yâ Resûlallah! Münâfıklar benim için şöyle şöyle diyorlar, dedi. Efendimiz Ona sevgiyle bakıp; - Onlar yalan söylüyor yâ Alî. Sen benimle, Hârun'la Mûsâ gibi olmak istemez misin? buyurdu. Sonra Onu sevgiyle kucaklayıp; - Seni ancak mü'minler sever, buyurdular. Hayber'in fethi gecikince Efendimiz Eshâbı toplayıp; - Yarın ben, bu sancağı birine veririm ki, o bu fethi gerçekleştirir, buyurdu. Peşinden sordular: - Alî nerededir? - Gözü ağrıyor yâ Resûlallah, dediler. - Onu bana getirin! buyurdu. Koşup, yardımla getirdiler. Zîrâ göz ağrısından ayakta duramıyordu. Efendimiz aleyhisselâm, mübarek elleriyle meshettiler gözlerini. Ânında geçti ağrısı. Sonra ellerini kaldırıp; - Yâ ilâhî! Alî'yi cümle sıkıntılardan emîn eyle! diye duâ buyurdular. Ve bayrağı Ona teslim edip; - Yâ Alî, git düşman üzerine! Hayber'i fethetmeden geri dönme. Allah yardımcın olsun! buyurdular. Hazret-i Alî'nin gözleri yaşardı. Önüne bakarak; - Duânızla yâ Resûlallah! dedi. Ve gidip Hayber'i fetheyledi. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com