Bağdat evliyâsından Sırrî-yi Sekatî hazretlerinin huzuruna bir genç gelerek; - Nasîhatınızı almaya geldim, diye arz etti. Büyük velî; - Nasîhat vermek, dînimizin birinci vazîfesidir ve Peygamberimize uymaktır, buyurdu. Ve ekledi: - Resûlullah Efendimize uymak için, Onun bütün emir ve yasaklarını yerine getirmek ve Onun beğenmediği bid'atlerden sakınmak lâzımdır. Delikanlı sordu: - Bid'at nedir efendim? - Bid'at, Resûlullah Efendimizin ve Onun dört halîfesinin zamanlarında bulunmayıp da sonradan dinde yapılan değişiklikledir ki, ne kadar güzel ve parlak görünseler de hepsinden kaçmak lâzımdır. Bid'at, sünneti yok eder Bir gün de bâzı sevdikleri; - Efendim, bize "bid'at" hakkında bilgi verir misiniz, dediler. Cevabında; - Hiçbir bid'atte nûr yoktur, ışık yoktur, buyurdu. Hiçbir hastaya şifâ ve ilâç olamazlar. Ve izah etti: - Çünkü, her bid'at, ya bir sünneti değiştirir, yâhut da tamamen yok eder. Sünneti değiştirmek de yok etmektir. - Ama hocam, bâzı bid'atler güzel ve faydalı görünüyor, dediler. - Öyle görünse de hiçbir bid'atte iyilik ve güzellik yoktur kardeşlerim. Çünkü bu din tamamlanmış, kâmil olmuş ve Allahü teâlâ bu dinden râzı olduğunu bildirmiştir. Şöyle bitirdi: - Hak olan, doğru olan bir şeyde yapılacak her değişiklik, dalâlet ve sapıklık olur. İslâm ahlâkı nedir? Bir gün de bâzı gençler; - İslâm ahlâkı nedir? diye sordular bu zâta. Cevabında; - İslâm ahlâkı, kimseye yük olmamak, bilakis herkesin yükünü çekmektir, buyurdu. Böyle olan kimse herkes tarafından sevilir. - Bâzı arkadaşların yanına rahat gidemiyoruz, dediler. - Çok fena, buyurdu. "Falancaya işim düşmektense, kalsın!" dedirten kimse mahvolmuştur. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com