Hasan bin Ali (radıyallahü anhüma) şöyle anlatır: "Babam mescitten çıktı. Ebu Bekir'e baktı. O da babama baktı. Babam merak edip, Ebu Bekir'e 'Yâ Eba Bekir! Niçin bana öyle bakarsın?' diye sordu. Merak etmişti. O cevap verdi. 'Sana şunun için bakarım ki Resulullah'tan işittim. (Kıyamet günü Sırat üzerinden, Ali bin Ebi Talip'in izin vermediği kimseler selametle geçemezler) buyurmuştu' dedi. *** Babam sevindi... Ebu Bekr'e döndü. Ve 'Yâ Eba Bekr! Sen bana müjde verdin. Ben de sana müjde vereyim mi?' dedi. O, 'Evet ver' dedi. Babam 'peki' dedi. Ve 'Yâ Eba Bekr! Resulullah Efendimiz bana da gizli olarak (Yâ Ali! Kıyamet gününde Ebu Bekir'i, Ömer'i ve Osman'ı sevmiyenlere, Sıratı geçmeleri için izin verme!) buyurdu' dedi". *** Bazı âlimler derler ki: "Emîr-ül müminin Hazret-i Ali (radıyallahü anh) mescitte namaza durmuştu. Birisi dua etti. Bir şey istedi. Hazret-i Ali rükûdaydı. Bunu duyup parmağındaki yüzüğü işaret ederek o dilenciye sadaka verdi. Bu amel, Allahü teâlâ hazretlerine makbul geldi. Çok beğendi. Ve meâli 'Sizin dostunuz, ancak Allahü teâlâ, Resûl'ü ve müminlerden namazlarını kılanlar ile rükûda oldukları hâlde sadaka verenlerdir' olan âyet-i kerimeyi gönderdi". > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com