"Niçin evlenmiyorsun?.."

A -
A +

Dâvûd-i Tâî hazretlerinin huzûruna, bir gün bâzı sevdikleri gelerek; "Efendim, niçin evlenmiyorsunuz?" diye sordular. Büyük velî, cevâbında; "Evliliğin mes'ûliyeti çoktur. Sâliha bir hanımla evlenirsem, onun hukûkuna riâyet edemem diye korkuyor, cesâret edemiyorum" buyurdu. Ve ekledi: "Kul hakkı da var." "Nasıl kul hakkı?" dediklerinde; "Şöyle ki, zevcemin kalbini incitirsem, kul hakkı olur ki, eğer helâl etmezse mahşer gününde ödemek çok zordur" buyurdu. Merak ettiler: "Nasıl yâni efendim?" "Meselâ birinin üstünde zerre kadar kul hakkı varsa, bu ufacık hak için, o gün bir yıllık kabul olmuş namaz sevabı alınıp alacaklıya verilecektir" buyurdu. Sordular: "Ya yoksa efendim?" "O zaman, alacaklının günahları alınıp buna yüklenir ve Cehenneme atılır" buyurdu. EMR-İ MA'RÛF Bir gün de bâzı kimseler bu zâtın huzûruna geldiler ve; "Emr-i ma'rûf nedir efendim?" diye sordular. cevâbında; "Emr-i ma'rûf, Allah'ın dînini O'nun kullarına öğretmektir ve Hak katında çok sevaptır" buyurdu. Ve daha açıkladı: "Bir insanı bir "dünya sıkıntısından" kurtarmak, bütün cihanın nâfile ibâdetlerinden daha sevaptır. "Âhiret sıkıntısından" kurtarmanın sevabını düşünün" buyurdu. Ve ilâve etti: "İnsanlar, yaptıkları "emr-i ma'rûf" hizmetine karşılık Cennette kavuşacakları ni'metleri bilseler, sevinçten sokaklarda oynarlardı."