Abdullah bin Mübârek hazretleri şöyle anlatıyor: Bir sene bizi seven bir grupla nâfile hacca gitmek üzere yola çıkmıştık. Henüz köyümüzden ayrılmadan bir kız çocuğunun yerlerden bir şey aradığını ve ölü bir kuş görüp, aldığını gördüm. Yanına gidip; "Kızım, bu ölmüş kuşu ne yapacaksın?" diye sordum. Kızcağız mahcup bir tavırla; "Yemek yapacağız" dedi. "Kızım, bu ölü bir kuş. Bundan hiç yemek olur mu?" deyince ağladı. Beni de ağlattı. Sonra ağlamayı kesip; "Mecburuz amca. Babam yok, annem ve bir kardeşim daha var. Üçümüz de üç gündür açız" dedi. Bunları işitince içim yandı. Gözlerimden yaşlar aktı. Hac için ayırdığım paranın hepsini bu kızcağıza verip; "Bunu annene götür" dedim. Ve oradan geri döndük. Yol arkadaşlarım; "Niçin geri dönüyoruz?" deyince; "Bu zavalıların hâlini öğrenince, nâfile hacca gitmemiz doğru olmaz. Bunları sevindirmek, nâfile hacdan çok daha sevaptır" diye cevap verdim. NİÇİN? Abdullah bin Mübârek hazretleri yemek yedirmeyi çok sever, misâfirsiz yemezdi. Yakınları; "Misâfirsiz sofraya oturmuyorsunuz, hikmeti nedir?" dediklerinde; "Misâfirle yenen yemekten kıyâmette suâl yok da onun için" buyurdu. Bir başkası da; "Efendim, pek çok ikrâm yapıyorsunuz, malınız azalıyor?" dediğinde; "Evet malım azalıyor, ama ömrüm de bitiyor" buyurdu. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com