"Niçin güldünüz yâ Resûlallah?"

A -
A +

Türkistan velîlerinden Mevlânâ Hayreddîn Etrâdî hazretleri, bir sohbetinde; - Peygamber Efendimiz, ileride olacak şeyleri bâzan eshâbına söylerdi, buyurdu. Ve şunu anlattı: Meselâ "Ümmü Hiram" adında bir hanım sahâbî vardı ki, Efendimizin süt teyzesidir. Resûlullah, sık sık ziyaretine giderlerdi bu hâtunun. Yine bir gün gittiklerinde biraz uyuyup, gülerek uyandılar. Ümmü Hiram sordu: - Gülmenize sebep nedir yâ Resûlallah? - Rüyâ gördüm, buyurdular. - Hayırdır inşallah, ne gördünüz? - Ümmetimden bâzısı denizden gemilerle gazâya gidiyordu. Ümmü Hiram fırsatı kaçırmadı: - Yâ Resûlallah! Duâ buyur, ben de onlardan olayım. Efendimiz kırmadılar. - Yâ Rabbî! Bunu da onlardan eyle! diye duâ ettiler. Aradan yıllar geçti. Hattâ Efendimiz göçtüler dünyâdan. Hazret-i Osmân'ın hilâfeti zamanında bir sefer düzenlendi Kıbrıs'a. Eshâb-ı kirâm ilk defa denize açılacaktı. "Ümmü Hiram" gibi yaşlı bir hanım da iştirak etmişti bu sefere. Yıllar önceki duâyı hatırlayıp gözleri yaşardı. Seksen altı yaşındaydı o vakit. Ama arslanlar gibiydi. Elinde kılıç, atını koştururken gençler imrenirdi ona. Tek gâyesi, şehid olmaktı. Ve birazdan kavuştu bu muradına. Larnaka yakınlarında atı tökezledi ve yere düştü. - "Allaah!" dedi son olarak. Şehit olmuştu. Bu su, güzel ve tatlıdır Bir gün de bâzı sahâbîlerle bir kuyu başına geldi Efendimiz. Susamışlardı. Bu havalinin insanlarına; - Bu su nasıldır? diye sordular. - Tuzludur, içilmez, dediler. Efendimiz; - Bilâkis, buyurdular, Bu su, güzel ve tatlıdır. O böyle buyurunca su tatlılaştı ânında. İçip kandılar. O günden sonra öyle meşhur oldu ki, uzak yerlerden su almak için o kuyuya gelirdi insanlar. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com