Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul'u fethettikten sonra, hocası Akşemseddin hazretlerini ziyarete gitti bir gün "rahmetullahi aleyhima". Fakat o da ne? Hiç ilgi göstermedi kendisine. Hiç iltifat etmedi. Halbuki fetihten önce ne zaman gitse, hemen ayağa kalkar, iltifat ederdi. Üzüldü genç padişah. Sebebini merak etti. Kendi kendine; "Niçin bana iltifat etmiyor, niçin ilgi göstermiyor? Yoksa farkında olmadan, hocama karşı bir hata mı işledim" diye geçirdi içinden. O gün hep bunu düşündü. Sonra, bu hali Akşemseddin hazretlerinin yakınlarından birine anlatıp; - Hikmeti ne olabilir? diye sordu. O da cevaben; - Ben bunu öğrenirim, dedi. Ve gitti o büyük veliye. Vaziyeti arz edip; - Hikmeti nedir efendim? diye sordu. Büyük velî cevaben; - Hak teala Ona, "Feth-i mübin"i nasib etti. Bu, eski padişahlara nasip olmayan büyük bir devlettir. İşte bu sebeple, kendisinde olabilecek muhtemel bir "gurur"a mani olmak istedim, buyurdu. - Bunun için mi efendim? - Evet. Onun iyiliği için böyle davrandım. Hikmeti budur. O kimse sevinçle çıktı huzurdan. Sultana koştu hemen. Cihan Sultanı bu haberi işitince rahatladı. Çok sevindi. Öyle ki, kendisi bu hususta; "İstanbul'un fethine bu kadar sevinmedim" demiştir. İşte "Hoca sevgisi" bu olsa gerek. Böyle olur üstada muhabbet. Nitekim o gün, bazı yakınlarına: - Beni böyle sevinçli görünce, İstanbul'un fethine sevindiğimi zannetmeyin, dedi. Merak ettiler: - Ya niçin sevinçlisiniz sultanım? - Akşemseddin hazretleri gibi büyük bir velî, bizim zamanımızda geldi. Asıl buna sevinirim. Düşündürücü değil mi? www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com