O devrin kutbu bir demirci

A -
A +

Bâyezid-i Bistâmî hazretlerinin yaşadığı devirde binlerce evliyâ vardı. Ama zamanın kutbu, bir "Ümmî demirci" idi. Hazret-i Bâyezid, bu kadar velî varken, "Kutubluk makamı"nın neden bir demirciye verildiğini öğrenmek için o demirciyi bulup, girdi dükkânına: Demirci, o sırada, örs başında demir dövüyordu. İşini bırakıp koştu ve hazret-i Bâyezid'in elini hürmetle öpüp; - Lütfen bana duâ edin, dedi. - Olur, ama ne için? - Derdimin hafiflemesi için. - Hayrola, nedir derdin? Dedi ki: - Kıyâmet gününün şiddeti dil ile anlatılamaz. Hele Cehennem. O ateşe bir an dayanılmaz. Bu insanlar o ateşte nasıl yanar? O ateşe nasıl dayanılır? İşte derdim bu, dedi. Ve ağlamaya başladı. Gözyaşları sel olup aktı. Bâyezid-i Bistâmî hazretlerini de ağlattı. O esnada bir ses geldi gâibten. - O, "Nefsî! nefsî!" diyenlerden değil, "Ümmetî! ümmetî!" diyenlerdendir, diyordu. Hazret-i Bayezid, demirciye; - Herkesin yanmasından sana ne. Sen kendini düşün, dedi. - Elimde değil. Fıtratımın mayası, merhamet suyu ile yoğrulmuş, ne yapayım? - Peki istediğin nedir? - Tek şey istiyorum. O da, Cehenneme yalnız ben gireyim. Bütün günahkâr müminlerin azâbını bana yapsınlar. İşte o zaman derdim biter, rahatlarım. Bâyezid-i Bistâmî hazretleri buyuruyor ki: - Bunları demirciden duyunca, sanki kalbim yıkandı. Hikmetle doldu içim. Kırk yıldır özlediğim makâmlara, onun himmetiyle yükseldim. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com