(Dünden devam) Ümmü Eymen, Hazret-i Ukayl ile Hazret-i Ali'yi dinledikten sonra onlardan ayrılıp hane-i saadete geldi ve Ümmü Seleme'yi gördü. Bu işten bahsetti. Ve durumu anlattı. Efendimiz de evdelerdi. Vaziyeti Ona da arz ettiler ve diğer zevcelere/hanımlara da haber verildi. Cümlesi Hazret-i Âişe'nin hanesine geldiler. Orada toplandılar. Ümmü Seleme söz aldı ve Hazret-i Hatice'den bahsedip "Eğer o hayatta olsaydı bize iş düşmezdi" dedi. *** Resulullah bunu işitti. Ve ağlamaya başladı. Eskileri hatırlamıştı. Onlara dönüp "Hatice gibi hatun hani? Halk beni yalanlarken o tasdik etti, bütün malını benim yoluma sarf etti ve dîn-i İslam'a çok yardım etti" buyurdu. Onlar dinliyordu. Şöyle devam etti: "Hak teâlâ, Hatice'nin hakkında bana 'Hatice'ye müjde ver ki cennette onun için zümrütten bir köşk yapılmıştır' buyurdu." *** Ümmü Seleme "Yâ Resulallah! Cenab-ı Hak ona rahmet eylesin. Şimdi amcan oğlu Ali ister ki onu zevcesiyle bir araya getiresin. O iki cevheri birbirine kavuşturasın" dedi. Efendimiz dinledi. Hayretini bildirdi. Ve "Ey Ümmü Seleme! Ali bana bu hususta bir şey söylemedi" buyurdu. Ümmü Seleme "Yâ Resulallah! Ali gayet mahcuptur. O yüzden muradını söylemekten utanır" dedi. *** Resûl-i Ekrem "Yâ Ümmü Eymen! Ali'yi çağır, gelsin!" diye emretti. İmam-ı Ali gelince meclisteki hatunlar kalkıp perde arkasına çekildiler. (Devamı yarın) > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com