Oğluna nasihati

A -
A +

Osmân Bey hayattayken, oğlu "Orhan Gâzi"yle, Kumandanlar, gazâya devam etti hâliyle. Böylece "Akyazı" ve "Ayanköy" kazanıldı. Sonra "Karamürsel" ve "Orhaneli" alındı. Ve lâkin Osmân Gâzi, vefât etmeden önce, Şu "Bursa"nın fethini istiyordu gönlünce. Kendisi teşebbüste bulunmuş idi, fakat, Gerçekleşememişti henüz kesin fütûhât. Binüçyüz yirmialtı yılında, oğlu "Orhan", Babasının gönlünü eyledi şâd-ü handân. Yâni "Bursa"yı alıp, Osmânlı'ya katarak, Onu ve mü'minleri sevince eyledi gark. Gâzilerin yaptığı sürekli akınlarda, Alındı en nihâyet "Bolu" ve "Kandıra" da. Osmân Gâzi, en lâyık, en muktediri diye, Devlet idâresini bıraktı "Orhan Bey"e. Kendi, artık Söğüt'te ikâmet ediyordu. Altmışaltı yaşına gelmiş bulunuyordu. O yıl, oğlu "Orhan Bey", geldi ziyâretine, Şöyle bir nasîhatte bulundu kendisine: (Oğlum, herşeyden önce, "din işi"ni al ele. Gevşekliğe uğratma "din işleri"ni hele. Çünkü farzlar, hakkıyla îfâ edilirse hep, Olur din ve devletin güçlenmesine sebep. Kim ki sâhip değilse eğer "din gayreti"ne, Hiç devlet işlerini verme böylelerine. Zîra Yaradan'ından korkmazsa biri şâyet, Yarattıklarından da hiç çekinmez o elbet. Zulümden, bid'atten ve dîne aykırı olan, Her şeyden, son derece uzak dur oğlum, aman! Seni, zulme, bid'ate var ise teşvik eden, Uzaklaştır onları devlet idâresinden. Bu davranışlarıyla, bil ki böyle kimseler, Seni, tam yıkılışa sürüklemek isterler. "Allah rızâsı" için devlete hizmet eden, Ömrünü, din ve devlet hizmetinde tüketen, Sâdık, emîn, vefâlı devlet adamlarını, Gözetip, al onların hayır duâlarını. Onların vefâtından sonra da yine ama, Aile efrâdını koru kolla dâimâ. Teb'andan hiç kimsenin, dokunma servetine. Ver hemen haklarını, kimse sâhiplerine. Hem lâyık olanlara, eyle ikrâm ve ihsân. Ailelerini de, gör ve gözet her zaman. Özellikle devletin hem rûhu gibi olan, Hem en büyük desteği, dayanağı bulunan, "Asker tâifesi"ni güzelce idâre et. Onların râhatını temin et, sağla elbet.)