"Okumak istiyorum..."

A -
A +

Ebû Os­mân-ı Hay­rî "rah­me­tul­la­hi aleyh", ho­ca­sı Ebû Hafs'a ilk git­ti­ğin­de ya­şı he­nüz kü­çük­tü. Hu­zu­run­da edeb­le diz çö­küp; - Efen­dim, ben oku­mak is­ti­yo­rum, de­di. Ho­ca­sı onu şöy­le bir sü­züp; - Ev­lâ­dım sen he­nüz çok genç­sin. Se­ni oku­ta­mam, bu­yur­du. An­cak o, bu ce­va­ba çok üzül­dü. Kalk­tı ve ar­ka ar­ka çık­tı hu­zur­dan. Çık­tı ama bir tür­lü ay­rıl­mak is­te­mi­yor­du. Dö­nüp dö­nüp, o ka­pı­nın eşi­ği­ne ba­kı­yor ve; "Şu eşi­ğin di­bi­ne bir çu­kur ka­zıp içi­ne uzan­sam. Be­ni ça­ğı­rın­ca­ya ka­dar ora­da bek­le­sem" di­ye dü­şü­nü­yor­du. Ebû Hafs, onun bu hâ­lis ni­ye­ti­ni an­la­yıp; - Gel ba­ka­lım kü­çük tâ­lip! di­ye ses­len­di. Ebû Os­mân, se­vin­çe gir­di o der­gâh­tan, yıl­lar son­ra "bü­yük bir âlim" ola­rak çık­tı. ÖZ­LET­TİN KEN­Dİ­Nİ Bu za­tın genç bir ta­le­be­si, kö­tü ar­ka­daş­la­ra uyup der­se gel­mez ol­muş­tu bir ara. Lâ­kin su­çu­nu bi­li­yor, gö­rün­mek is­te­mi­yor­du ho­ca­sı­na. Bir gün, âni­den kar­şı­laş­tı­lar. Ey­va­ah! Genç sak­la­na­cak yer ara­dı. Ama yok­tu öy­le bir yer. Azar­la­ya­cak di­ye çok kork­tu. Ama dü­şün­dü­ğü gi­bi ol­ma­mış­tı. Mü­ba­rek zat, te­bes­süm­le yak­laş­tı gen­ce. Eliy­le ba­şı­nı ok­şa­yıp; - Ne­re­ler­de­sin ev­lât. Ken­di­ni öz­let­tin, bu­yur­du. Genç bük­tü boy­nu­nu: - Af­fe­din ho­cam. - Gör­dü­ğü­me çok se­vin­dim oğ­lum. Se­ni öz­le­miş­tim. İn­san sev­di­ği­ni hep gör­mek is­ti­yor, bu­yur­du. Ve na­sî­hat et­ti: - Terk et o ar­ka­daş­la­rı! On­lar, ars­lan ve kap­lan­dan da­ha za­rar­lı­dır sa­na. Biz­den ay­rıl­ma. De­li­kan­lı; - Ba­şüs­tü­ne ho­cam, de­di. Ve tut­tu bu sö­zü­nü. Hiç ay­rıl­ma­dı ho­ca­sın­dan. Der­gâ­hın en sâ­dık mü­dâ­vi­mi o idi ar­tık. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com