Ölecek hâle gelmişti

A -
A +

Muhammed Sıbgatullah hazretleri, Muhammed Mâsum Fârûkî hazretlerinin oğlu, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunudur. Bu doğduğunda, babası, dedesiyle birlikte "Ecmir"de bulunuyorlardı. Serhend'e dönerken yolda duydular müjdeli haberi. Ve çok sevindiler. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Serhend'e gelir gelmez önce bu çocuğu sordu. Yüzündeki örtüyü kaldırıp; - Esselâmü aleyküm yâ molla Sıbgatullah! buyurdu. İsmini koymuş oldu böylece. "Sıbgatullah" Sonra eğilip, müjdeler fısıldadı kulağına. Henüz süt emmeyi öğrenmeden, dedesinin mübârek sesine alışmıştı. Beş aylık olmuştu ki, ağır bir hastalığa yakalandı. Tabipler, çâre bulamadılar. Hattâ; "Bugün yarın vefât eder" dediler. Hastalık giderek arttı. Nabzı, hissedilmez olmuştu artık. Anne babası, hayatından ümitlerini kesmiş, hattâ cenâzesi için hazırlığa girmişlerdi ki, İmâm-ı Rabbânî hazretleri teşrîf etti. Ve mübârek eliyle torununun yüzüne dokunup; - Yavrucuğum, yetişir bu kadar naz. Haydi aç gözlerini, bana bak! Gözünü aç ki, annen baban sevinsin ve huzûrla biraz yemek yesinler, buyurdu. O anda açtı gözlerini. Ve baktı dedesine. Gülüyordu. Ebeveyni, ne yapacaklarını bilemediler sevinçten. Dedesi, onlara bakıp; - Siz bundan ümîdinizi kesmiştiniz. Ama ben bu çocuğu, saçları, sakalları ağarmış, ilim ve tasavvufta yetişip kemâl bulmuş ve binlerce talebesi, huzûrunda edeble oturmuş, nûrundan istifâde ediyor, görüyorum, buyurdu... Aradan uzun yıllar geçti. Ve hakikat oldu bu sözleri. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com