Ölüm, büyük nîmettir!

A -
A +

Seyyid Fehîm Efendi'nin vefatı yaklaşınca uzleti tercîh etti. Zarûrî görüşmeler haricinde evde ibâdet ediyordu. Sohbetlerinde, "Ölüm"den bahsediyor, - Ölüm, mümin için büyük nîmettir, diyordu. Bir cumâ günü ağırlaştı. Kollarına girerek câmiye götürdüler. Oğlu Seyyid Muhammed Emîn, bir hutbe okudu. Herkes mahzun oldu. "Hüzün ateşi" gönülleri yakmış, Arvas'ı bir firâk rüzgârı kaplamıştı. Cumâyı, oturarak kıldı. Sonra birkaç talebesini çağırdı huzûruna. - Benden sonra, oğlum Muhammed Emîn, hizmete devâm etsin, buyurdu. Ve ekledi: - Fakat o yufka yüreklidir. Resûlullahın aşkı yakar gönlünü. Bu yüzden fazla yaşamaz. Üç sene geçti aradan. Muhammed Emin hacca gitti. Otuziki yaşındaydı o zaman. Birkaç sevdiği ile birlikte haccını edâ etti. Sonra Medîne'ye yöneldi. Ama Resûlullaha karşı kalbinde yanan o büyük aşkla. Ravda-i mübâreke girdi. Çıktığında, yanık "ciğer kokusu" geliyordu ağzından. Yanında Abdülhakîm Efendi vardı. - Ciğeri kebâb olmuş, çok yaşamaz, buyurdu. Gemi ile dönüşe geçtiler. Tûr-i sînâ'ya gelince, kavuştu Rabbine. Kuşlar gölge ettiler Seyyid Fehîm hazretleri de vefatına yakın güçlükle kılabildi ikindi namazını. Zîra tükenmişti tamamen. Yardımla kalkmıştı secdeden. Sonra, "Refîk-ül âlâ!" dedi. Kelime-i tevhîdi söyleyip vefat etti. O anda, çeşit çeşit ve renk renk yüzbinlerce esrarengiz kuş, gök cihetinden gelip "Arvas"a süzüldüler. Havada, sıra sıra durup gölge ettiler. Bu elemi onlar da hissettiler. Defin bitti, cemaat dağıldı. Kuşlar, kabir üstünde toplandılar. Kabirden yeşil bir "Nûr" çıktı bu kere. Yükseldi göklere. Gökten gelen o kuşlar da toplu halde gittiler. Geldikleri yere. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com