Zâhidlerden birinin "beşyüz dirhem" borcu olup, bir türlü ödeyemiyordu. Bu üzüntü ile yatıp, gece Resûlullah Efendimizi gördü rüyâsında. Sevinçle huzûruna varıp; "Yâ Resûlallah! Birine borcum var, bir türlü ödeyemiyorum" diye arz etti. Efendimiz sordular: "Borcun ne kadar?" "Beşyüz dirhem yâ Resûlallah." Efendimiz aleyhisselâm; "Yarın Ebül Hasen Kisâî'ye git, benim selâmımı söyle. Sana beşyüz dirhem versin" buyurdular. "Başüstüne yâ Resûlallah. Ama ya bana inanmazsa?" "İnanmazsa; "Siz her gece yüz salevât okurken, dün gece unutmuşsunuz" diye söyle, buyurdular. O anda uyandı fakîr. Sabah gün ışıyınca koştu o zengin zâtın hânesine. Kendini tanıtıp anlattı rüyâsını. Ancak korktuğu başına gelmişti. Zîrâ Ebül Hasen Kisâî; "Doğru söylediğini nereden bileyim?" diyerek îtibâr etmedi. O zaman o fakîr; "Efendim, Resûlullah ayrıca; "Eğer sana inanmazsa, siz her gece yüz salevât okurken, dün gece unuttunuz" diye söyle" buyurdular. Ebül Hasen bunu duyunca, sevinçle doğrulup sordu: "Bunu Efendimiz mi buyurdular?" Fakîr, "Evet" deyince, tahtından hızla yere inip, secdeye kapandı. Sonra kalkıp, onu sevgiyle kucakladı ve avcuna bin dirhem koyup; "Bu, Resûlullahtan selâm getirdiğin için" dedi. Bin dirhem daha verip; "Bu da, senin ayak ücretin", sonra beşyüz dirhem daha verip; "Bu da, Resûlullahın emrettiği para. Bir ihtiyâcın olursa, bana gel" dedi ve iltifatlarla uğurladı kendisini. Fakîr sevinçten uçuyordu. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com