Önce içki içerdi!..

A -
A +

Ah­med Nâ­mı­kî Câ­mî haz­ret­le­ri­nin, genç­li­ğin­de "kö­tü ar­ka­daş"la­rı var­dı. İç­ki iç­me­yi âdet edin­miş­ler, bu mak­sat­la kırk adet küp alıp bir mah­ze­ne diz­miş­ler­di ki, kır­kı da "Şa­rap"la do­luy­du. Her gün sı­ray­la bi­ri gi­der, şa­rap ge­ti­rir­di o mah­zen­den. Bir gün de Ah­med Na­mık'a gel­miş­ti sı­ra. Mer­ke­bi­ne bi­nip git­ti o mah­ze­ne. An­cak kır­kı da boş­tu küp­le­rin. Şaş­kın hal­de bağ evi­ne yö­ne­lip, ora­da­ki şa­rap­lar­dan yük­le­di mer­ke­bi­ne. Fa­kat mer­ke­bi yü­rü­mü­yor­du bu de­fa da. "Ne­ler olu­yor?" di­ye dü­şü­nü­yor­du ki; - Ey Ah­med, iliş­me hay­va­na. Zî­ra onu biz yü­rüt­mü­yo­ruz! di­ye bir ses duy­du ga­ib­ten. O an­da bir piş­man­lık gir­di kal­bi­ne. Sec­de­ye ka­pa­nıp; - Töv­be yâ Rab­bî, ar­tık iç­me­ye­ce­ğim. Ama emir bu­yur, mer­ke­bim yü­rü­sün de ar­ka­daş­la­rı­ma mah­cûb ol­ma­ya­yım, de­di. O an­da yü­rü­me­ye baş­la­dı hay­van. Ni­hâ­yet gel­di ve şa­rap­la­rı or­ta­ya ko­yup, çe­kil­di ke­na­ra. Ar­ka­daş­la­rı; - Ni­çin çe­kil­din. Hay­di gel de bir­lik­te içe­lim, de­di­ler. - Ben töv­be et­tim, ar­tık iç­me­ye­ce­ğim, de­di. - Bı­rak şim­di şa­ka­yı da gel sof­ra­ya. - Ha­yır iç­me­ye­ce­ğim. - Sen­de bu­gün bir hal­ler var. Ne ol­du? O es­nâ­da gâ­ib­den; - Ey Ah­med! Al da iç el­le­rin­den, di­ye bir ses duy­du. Bu emir­le alıp iç­ti. An­cak hay­ret­te kal­dı bir­den. Zî­ra iç­ti­ği, şa­rap de­ğil, "Bal şer­be­ti"ydi. Dol­du­rup ar­ka­daş­la­rı­na da ik­ram et­ti on­dan. On­lar da için­ce, şaş­kı­na dön­dü­ler. Zî­ra on­la­rın iç­ti­ği de "Şer­bet" ol­muş­tu. Hep­si, gü­nah­la­rı­na töv­be et­ti­ler. Son­ra, el­le­ri­ne bi­rer odun kü­tü­ğü alıp, bi­rer bi­rer kır­dı­lar o kırk şa­rap kü­pü­nün ta­ma­mı­nı. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com