Seyyid Ahmed Merami hazretleri, Hafız Osman Bedreddin'i yetiştirmek için, İlahi irade ile Buhara'dan çıkmış, Erzurum istikametine doğru gidiyordu. Çünkü Osman Bedreddin Onu orada bekliyordu. Onun bu ani ayrılışına, sohbetinin müdavimleri çok üzüldüler. Zira çok seviyorlardı kendisini. Anlayamadılar niçin gittiğini. Lakin kalp gözü açık olanlar; - Hak dostlarının işlerine akıl ermez. Onların her işinde bir hikmet vardır. Hocamız da mutlaka manevi bir işaret almıştır, diyerek teselli ettiler onları. Bu zat, ince, uzunca boylu, beyaz sakallı, sevimli bir zattı. Uzun bir yolculukla vardı "Hasan Kale"ye. Oradan da "Bevel Kasım" köyüne. Osman Bedreddin işitti Onu birinden. Sevgisi, kalbine işledi. Bir an önce gidip görmek istiyordu. Ama O, Bevel Kasım köyünde, kendisi Erzurum'da oturuyordu. Nihayet gidip gördü kendisini. MERHABA HAFIZ OSMAN! Ahmet Merami hazretleri, çok sevdi onu görünce. Sanki tanıyordu daha önce. Kendi kendine; "Aradığım budur" dedi. Ve ismiyle seslendi: - Merhaba Hafız Osman Bedreddin! Gözlerim yoldaydı, safa geldin! Hafız Osman hem şaşırmış, hem de çok sevinmişti. Çünkü ismiyle hitab etmişti. Ne tatlı, ne yumuşak sesi vardı öyle. Kalbine tesir etmiş, sevgisini kalbinin derinliklerinde hissetmişti. Yaklaşıp, hürmetle öptü elini. Ve arz etti hemen: - Efendim, sizden ders almak isteriz. Büyük velî; - Tabii, buyurdu. Tâ Buhara'dan kalkıp senin için geliriz de, ders vermez miyiz! (Devamı yarın) www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com