Bir velî anlatıyor: Kıyamet günü, ameller tartılır. Bir kimsenin günahı ağır gelir. Melekler o kimseyi Cehenneme götürürler ama birden şaşırırlar. Çünkü kapı, bir kaya tarafından kapanmıştır. "Bu nedir?" diye düşünürlerken, taştan ses gelir: - Ey melekler! Onu geri götürün! Çünkü o, bir gün beni gösterip; "Şu taş şahidim olsun ki, Allah birdir ve Muhammed aleyhisselâm Onun Hak Peygamberidir" demişti. O anda hitab-ı ilahi gelir: "Ey melekler! Kulumu geri götürün! Onu, bu taşın şehadetiyle affettim." Bu kıssayı anlatıp; - Cenâb-ı Hak bir "taş"ın şehadetiyle Cehennemlik bir kulunu affeder de, Habibinin şefaati'yle affetmez mi? buyurdu. ELLERİMİZİ ATEŞE SOKALIM Sonra şunu anlattı: Bir Hıristiyan ile bir Müslüman, münakaşa ederler. Her biri kendi dininin hak olduğunu iddia etmektedir. Anlaşamayınca, Müslüman, döner Hıristiyana: - Peki, sana bir teklifim var. - Söyle, nedir? - Ellerimizi ateşe sokalım. Hangimizin eli yanmazsa, anlarız ki onun dini haktır. Hıristiyan; - Tamam, razıyım, der. Ve ateş yakıp, sokarlar ellerini. Fakat ikisinin de eli yanmaz. Müslüman hayretler içindedir. Niyaz eder kalbinden: "Yâ Rabbî, bu ne hâldir?" İlham olunur ki: "Senin elin, bana olan imanın hürmetine yanmadı." Mümin sorar: - Ya onunki yâ Rabbî? "Onun eli de senin hürmetine yanmadı." O veli bunu anlatıp; - Bir gayr-i müslimin eli, bir müminin hürmetine yanmazsa, Allahü teâlâ, nice günahkârları Habibinin hürmeti'ne elbette Cehennemde yakmaz, buyurdu. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com