Onu sevmiyordu; ancak...

A -
A +

Seyyid Emîr Külâl hazretleri, bir gün, talebesiyle câmiye giderlerken, bir çocukla babasını gördüler az ileride. Onlara doğru geliyorlardı. Çocuk, "Emîr Külâl" hazretlerini görünce çok sevdi bu zâtı. Çok sevimli geldi kendisine. Babasına dönüp; - Babacığım, bu zât kimdir? diye sordu hemen. Ancak babası, sevmiyordu bu 'Allah dostu'nu. Bu yüzden ileri geri konuşmaya başladı bu velî hakkında. Emîr Külâl hazretleri de duymuştu konuştuklarını. KENDİNE ZARAR VERDİN! Ona doğru dönüp; - Bana değil, kendine zarar verdin, buyurdu. Bir Allah adamına hakâret eden iflâh olmaz, sonu fecî olur. Ancak aldırmadı adam. Konuşarak devam etti yoluna. Fakat aradan çok zaman geçmedi ki, "Uyuz" hastalığına yakalandı. Kime gittiyse çâre bulamadı. Ama nereden geldiğini anlamıştı bu illetin. Yakınlarına; - Çabuk beni o zata götürün! dedi. - Hangi zata? - Emir Külal hazretlerine. Ancak iş işten geçmişti. Büyük velî, onlara; - O iyi olmaz, buyurdu. Ben helâl etsem de önceki evliyâlar helâl etmezler. - Neden efendim? - Çünkü o, büyüklerin 'ok'unu yedi bir defâ. Ne yapsa çâre olmaz artık. Me'yus halde geri döndüler. Yolda giderken tökezledi. Ve düşüp öldü. DÜNYAYI SEVMEYİN! Bu zât, bir gün sevdiklerine; - Kardeşlerim, bu "Dünya"yı sevmeyin ve Allahü teâlâyı hiç unutmayın, buyurdu. Bir günah karşısında, Allahtan korkup titreyin ki, bundan büyük ibâdet yoktur dînimizde. Ve ekledi: - Kim Allah'tan korkarsa, siz de ondan korkun. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com