Rehbersiz olmaz

A -
A +

Ahmed Abdülhak Radulî rahmetullahi aleyh, gençliğinde kendisini yetiştirecek bir mürşit arıyordu. Bir gece rüyâsında; - Aradığın rehber, "Pânî-püt" şehrindedir, denildi kendisine. Sevinçle uyandı. Ona bir an önce kavuşmak için sevinçle çıktı yola. O mürşit, "Celâleddîn-i Pânî Pütî" hazretleriydi ve bu gencin yola çıktığı, ânında keşf olundu kendisine. Talebesini toplayıp; - Çocuklar! Mükellef bir sofra donatın ki, kıymetli bir misâfirimiz geliyor, buyurdu. Sofra hazırdı az sonra. Ve beklenen misafir geldi . Kendisini iltifatlarla karşıladılar. Ancak o, kendisine gösterilen bu büyük ilgi ve tezâhürâtı görünce atını döndürüp hızla uzaklaştı oradan. "Aradığım bu değil. Zîra Allah adamları böyle debdebeye meyilli olmazlar" dedi içinden. Mürşidini başka yerlerde arayacaktı. O gün akşama kadar at sürdü bu niyetle. Bir yerleşim birimine gelince sordu ilk rastladığına: - Burası neredir? - Pânî-püt şehridir. "Allah Allah! Pânî-püt şehrinden ayrılalı saatler oldu halbuki" diye düşündü. O gece dinlenip, sabahleyin yola çıktı tekrar. At koşturdu saatlerce. Yine akşam üzeri sordu birine: - Bu şehrin adı nedir? - Pânî-püt. Şöyle etrafına bir bakındı. Bir de ne görsün? "Celâleddîn-i Pânî Pûtî" hazretlerinin dergâhı önünde değil mi. İşte o zaman idrâk etti, bu işin hikmetini. "Aradığım, gâliba bu zât. Çünkü beni bırakmıyor. Ben uzaklaşmak istedikçe mânevî bir bağ ile kendine çekiyor" dedi. Büyük bir iştiyâkla girdi içeri. Bir zaman sonra "Evliyâ" olarak çıktı o dergâhtan. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com