Rumeli evliyâsından Sofyalı Bâli Efendi, bir gün şunu anlattı sevdiklerine: Müşrikler, Efendimizi öldürmek için fırsat kolluyorlardı. Eshâb-ı kirâm, huzura gelerek; - Yâ Resûlallah! Duâ buyurun, Allahü teâlâ bu kâfirleri kahretsin! dediler. Cevap olarak; - Ben, insanların azab çekmesi için gönderilmedim, buyurdu. Ben, insanların huzura kavuşması için gönderildim. Kızım niçin ağlıyorsun? Bir gün de, evinden çıkmış çarşıya gidiyordu ki, bir "hizmetçi kız"ın yol kenarında ağladığını gördü. Hâline acıyıp; - Kızım, niçin ağlıyorsun? diye sordu. Kızcağız, gözyaşları içinde; - Bir Yahûdînin hizmetçisiyim, dedi. Bana bir dirhem verdi. Yarım dirhemle şişe, yarım dirhemle de yağ satın al dedi. Bunları alıp giderken elimden düştü. Hem şişe, hem yağ gitti. Şimdi ben ne yapacağım? Efendimiz, ona bir dirhem verdiler: - Bu parayla şişe ve yağ al, evine götür! Kız ağlıyordu: - Ama çok geciktim. Yahûdînin beni döveceğinden korkuyorum. - Korkma! Ben de seninle gelir, sana bir şey yapmamasını söylerim. Birlikte eve gelip, kapıyı çaldılar. Yahûdî, karşısında "Resûlullah"ı görünce şaşırdı. Efendimiz, olan biteni anlatıp, kıza bir şey yapmaması için şefâat buyurunca çok duygulandı ve; - Binlerce insanın baş tâcı olan ve binlerce arslanın, emrini yapmak için beklediği ey yüce Peygamber! Bir hizmetçi kız için, benim gibi bir miskinin kapısını şereflendirdin, dedi. Ve ekledi: - Ya Resûlallah! Bu kızı senin şerefine âzâd ettim. Bana îmanı, İslâmı öğret. Huzurunda Müslüman olmak istiyorum. Gerisi mâlum. "Kelime-i şehâdet" yankılandı birden. Az önceki Yahûdî, Müslüman olmuştu. Onu, çoluk çocuğu tâkib etti. Ve ailece Müslüman oldular. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com