Resûlullahın kokusu

A -
A +

Peygamber Efendimiz'in (sallallahü aleyhi ve sellem) mübarek vücudu, "çiçek"ten daha güzel kokardı. Birinin elini tutsa, o el günlerce "güzel" kokardı. Bir yerden geçse, "güzel kokusu" mahalleyi sarardı. *** Bir gün, Enes bin Mâlik'in hanesine geldi. Orada yattılar. Biraz uyudular. Terlemişlerdi. Enes hazretlerinin annesi Hazret-i Rümeysâ (radıyallahü anha) o terleri, bir çöp ile alıp, küçük bir şişeye koyuyordu ki, uyandılar. *** Kendisine; "Ne yapıyorsun yâ Rümeysâ?" diye sordular. Cevap verdi ki: "Mübarek terinizden alıyordum yâ Resulallah." "Ne yapacaksın onları?" "Esans olarak kullanacağız" dedi. Efendimiz memnun oldu. Ve tebessüm buyurdular. *** Bir gün de "doksan bin dirhem" kıymetinde, bir torba dolusu "altın" getirdiler Efendimiz'e. O altınları aldılar. Eshaba dağıttılar. *** O esnada biri daha gelip altın istedi. Altın kalmamıştı. Ama Efendimiz hiç kimseye "yok" demezdi. Ona da demediler. O gelene dönüp; "Her neye ihtiyacın varsa, git nâmıma çarşıdan satın al. Ben sonra öderim" buyurdular.