Behâeddîn-i Buhârî kuddise sirruh hazretlerinin bir talebesi anlatıyor: Bir gece Resûlullah "aleyhisselam"ı gördüm rüyada. Çok sevinip; - Yâ Resûlallah, çoktandır sizi görmemiştim, ne iyi oldu, diye arz ettim. Efendimiz "aleyhisselam" yanındaki bir zâtı göstererek; - Beni göremezsen, bu zâtı gör, buyurdu. Dönüp baktım o zâta. Ve uyandım. O zâtın sûretini zihnimde canlandırıp, unutmamak için bir kitap kapağının arkasına; "Peygamberimizin yanındaki zât, orta boylu, heybetli, yüzü nurlu ve az değirmiydi. Yanaklarının rengi kırmızı beyaz, gözlerinin karası kestâne rengiydi" diye yazdım. Aradan "yedi yıl" geçmişti ki, bir akrabamın dükkânında otururken içeri nûr yüzlü bir zât girdi. Orta boylu, heybetli, yüzü nurlu ve değirmiydi. Yanaklarının rengi kırmızı beyazdı. Evet bu, rüyâda gördüğüm kişi olmalıydı. Çok sevinip; - Efendim, dâvet etsem, bizim fakirhâneye teşrîf eder misiniz? dedim. - Peki, gidelim, buyurdu. Birlikte bize doğru yürüdük. Sanki evimizi biliyordu. Çünkü kapımızın önüne gelince; - Burası mı? diye sordu. - Evet efendim, dedim. İçeri girip sohbet ettik. Bir ara kitaplıktaki dizili kitaplardan birini işaret edip; - Şu kitâbı getir bakalım, buyurdu. Getirip arz ettim. Kapağını kaldırıp; - Buraya ne yazmışsın, oku bakalım, buyurdu. Bakınca hâtırladım. Yedi yıl önce gördüğüm rüyâyı ve o rüyâda gördüğüm zâtın eşkalini yazmıştım oraya. Ellerine kapanıp; - Efendim, o rüyâ idi. Ama şükürler olsun ki şimdi hakîkat oldu, diye arz ettim. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com