Maruf-i Kerhi hazretlerine rahime-hullahü teâlâ bir genç gelip; - Allahın sevgisine nasıl kavuşurum hocam? diye sordu. Cevabında; - Ona sadık kul olmakla, buyurdu. Ve onu alıp, padişahın kapısına götürdü. Kapıda biri duruyordu ki, iki ayağı da sakattı. Ama sadıktı o kapıya. Oradan bir yere ayrılmıyordu. Çünkü gidecek başka kapı yoktu. O kişiyi gösterip; - İşte bunun gibi olursan, Allahın sevgisine kavuşursun, buyurdu. İYİLERLE BERABER OL Biri de bu zata gelerek; - Ahirette kurtulmak için ne yapmalıyım efendim? diye sordu. Cevabında; - Tek bir şey yap, buyurdu. - O nedir efendim? - Kurtulanlarla beraber olmak. İyilerle beraber olursan, kurtulursun ahirette. DUA EDİN, BOĞULSUNLAR Bir gün de, bazı talebeleriyle Dicle'nin kenarında oturuyordu ki, az sonra, bir kayık yaklaştı. İçinde gençler içki içmiş, nâra atıyorlardı. Talebeleri üzülüp; - Efendim şunların haline bakın. Ne iğrenç, dediler. Büyük velî, - Evet, yanlış yapıyorlar, buyurdu. - Dua edin de boğulup gitsinler hocam. Büyük veli; - Peki edeyim, buyurdu. Ve ellerini açıp; - Yâ Rabbî, bunların neşesini daimi eyle. Dünyada neşeli oldukları gibi, ahirette de neşeli olsunlar! diye yalvardı. Talebeler şaşırdılar. O anda kayıktakilerin kesildi nâraları. Şarapları döküp, kırdılar sazları. Kıyıya yanaşınca, bu zatın huzuruna koştular. Ellerini öpüp, çok özür dilediler. Ve talebesi olmakla şereflendiler.