(Dünden devam)
Anadolu velilerinden Abdürrahim Tırsi hazretlerinin hocası Eşrefoğlu Rumi hazretleri, çağırdı bir gün onu.
“Abdürrahim!”
“Emredin hocam.”
“Sen bu gece yaylaya git, geceyi orada geçir.”
“Başüstüne” dedi.
Ve gitti yaylaya.
Bir gün evvel sepetinden “elma” alan zat (Hızır aleyhisselâm) oradaydı.
Hemen yapıştı ellerine.
Ve yalvardı:
“Bana dua edin efendim.”
Hızır aleyhisselâm;
“Ey Abdürrahim, hizmetinde olduğun zatın kıymetini bil! Onun duasını almaya bak!” dedi.
Ve gözden kayboldu...
Abdürrahim Tırsi, o günden sonra daha iyi bildi hocasının kıymetini. Daha “bir kuvvetle” sarıldı hizmetine.
● ● ●
Abdürrahim Tırsi hazretleri bir gün talebesiyle sohbet ediyordu.
Ancak talebeden birinin suratı “asıktı” nedense.
Bu hâl dikkatini çekti.
Mevzuyu değiştirip;
“Müminin alâmeti, güleryüzlü olmaktır çocuklar. Münafığın alâmetiyse çatık kaş ve asık surattır. Elhamdülillah hepimiz mümin olduğumuza göre asık surat bize yakışmaz” buyurdu.
Sonra yana döndü.
Ve belli etmeden baktı o talebeye.
O asık suratı gitmişti.
Tebessüm ediyordu.
"Elhamdülillah" deyip devam etti önceki dersine...