Peygamber Efendimiz, herkesi memnun etmeye çalışırdı. Bir gün eshabı ile oturuyordu. Oraya bir köylü geldi. Biraz dünyalık istedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz, ona bir şeyler verdi ve "Seni memnun edebildim mi?" diye sordu. Köylü "Hayır" dedi. *** Eshab-ı Kiram bu cevaba taaccüp ettiler. Hatta öfkelendiler içlerinden. Zira Efendimiz'e "hayır" demek, küstahlığın âlâsıydı. Onun için kızmışlardı. Ama Efendimiz kızmadı. Ona daha başka şeyler de verip "Şimdi memnun oldun mu?" diye sordu. Köylü memnundu. Yüzü gülüyordu. Efendimize döndü ve "Allah senden razı olsun, beni ihsana boğdun" dedi ve dua ederek ayrıldı huzurdan. Efendimiz Eshaba döndü ve "Ey Eshabım! Az önce siz o köylüyü neredeyse azarlayacaktınız. Eğer böyle yapsaydınız bizden uzaklaşacak ve helak olacaktı. Ama şimdi memnun olarak ve bizi severek ayrıldı" buyurdu. *** Yine bir gün Cabir bin Abdullah koyun kesip Sevgili Peygamberimiz'i davet etti. O Server "peki" buyurdu. Birkaç eshabı aldı. Onun evine vardı. Sofraya oturdular. Efendimiz "Yiyin, ama kemiklerini kırmayın" buyurdu. "Başüstüne" dediler. Ve öylece yaptılar. Fahr-i Âlem Efendimiz, mübarek ellerini o kemiklerin üzerine koyup "Allah'ın izniyle kalk" buyurdu. Koyun o anda dirilip kalktı. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com