"Şeytana aldanmıştım!"

A -
A +

Seyyid Fehîm hazretlerinin bir talebesi anlatıyor: Bir gün çıktım köyümden. Arvas'a gidiyordum. İki köy arasında, uzunca bir dere vardı. İnsanlar, o dereden geçip giderlerdi evlerine. Ben Arvas'a giderken, biri de Arvas'tan bu tarafa geliyordu. Derken karşılaştık. Ve selam verdik birbirimize. Yanında hanımı da vardı. Genç ve güzel bir kadındı. O esnada şeytan vesvese verdi bana. "Dön de bir bak şu güzel kadına" dedi. Aldandım şeytana. Ve dönüp baktım. Ama arkadan bakmıştım. Yüzünü görmedim. Nihayet vardım Arvas'a. "Seyyid Fehîm" hazretleri beni görür görmez, - Müslüman, harama bakmaz, buyurdu. Ve ekledi: - Arkadan olsa bile. Ağzından nur çıkıyordu "Abdülhakîm-i Arvâsî" hazretleri anlatıyor: Üstâdım, bir gece sohbet etmişti. Hiç öyle sohbet olmamıştı daha önce. Konuştukça sanki nur çıkıyordu ağzından. Feyiz ve bereket saçılıyordu. Tesirini kalbimde hissettim. Hattâ yüksek derecelere çıktığımı zannedip, "Gâliba bu iş bitti" dedim içimden. Ertesi gün huzuruna vardım. Bir elma ağacının altında oturuyordu. Bu, ne ağacıdır? O ağacı gösterip sordu bana: - Bu, ne ağacıdır? - Elmadır efendim. - Bu ağacın gövdesi, dalları, her dalında da yüzlerce elma var değil mi? - Evet. - Pekii bir "meyve kurdu", bu elmalardan birinin içine, oradan da çekirdeğine girdiğini düşün. - Evet efendim. - O kurtcağız, o çekirdekten biraz yese, ağacın tamamını yemiş sayılır mı? - Sayılmaz tabii efendim. - Öyleyse bu yolda az bir şey ele geçirince, hemen "Bu iş bitti" dememeli. Ele geçen az bir şeye kanaat etmeyip, daha yüksekleri istemelidir, buyurdu. Hatâmı anlamıştım. - Peki efendim, dedim. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com