"Siz hangi kavimsiniz?"

A -
A +

Mîzanda günahları ağır gelen müminler, topluca Cehenneme sevk edilir. Ateşe yaklaşınca feci halde korkup Efendimizin ismiyle feryâd etmek isterler. Ancak "Muhammed" ismini unutmuşlardır. Hazret-i Mâlik sorar onlara: - Siz hangi ümmetsiniz? - Kendilerine Kur'ân inen ümmetiz. - Öyleyse Muhammed ümmetisiniz. Ehl-i mahşer, "Muhammed" ismini duyar duymaz o kadar çok ağlarlar ki, gözlerinden yaş yerine kan akar. Hazret-i Mâlik; - İyi ama, siz dünyâda ağlayacaktınız. Bugünkü ağlamanızın faydası yoktur, der. Sonra yanındaki meleklere emredip, Cehenneme attırır onları. Müminler, ateşe düşerken; "Lâ ilâhe illâllah!" diye feryâd ederler. Kelime-i tevhîdin sesiyle Cehennem gerilere kaçıp uzaklaşır onlardan. Mâlik seslenir: - Yâ Nâr! Gel, tut bu kimseleri ki günahları pek fazladır! Cehennem; - Tutamıyorum, der. Çünkü onlar "Lâ ilâhe illâllah" diyorlar. Tekrar emreder: - Gel, tut bunları! Allahın emri böyledir. O zaman ateş müminleri yakalayıp, günahlarına göre yakar. Lâkin yüzleriyle kalblerini yakmaya gücü yetmez. Çünkü o yüzlerle secde etmiş, o kalblerle de îman etmişlerdir. O zaman Hak teâlâ, bildiği halde; - Yâ Cebrâil! Ümmet-i Muhammed'in hâli nicedir? diye sorar. Cebrâil, bunu Mâlik'ten sorup; - Pek fenâdır, cevabını alır. Ve sür'atle Efendimize varıp vaziyeti bildirir. Efendimiz bunu öğrenince, Cehennemin önüne koşar. Müminler Onu görünce çok sevinip; - Yâ Resûlallah! Kurtar bizi! diye feryat ederler. Efendimizin şefâatiyle cümlesi Cehennemden çıkarılır. Kâfirler bunu görünce; - Aah! Keşke bizim de îmanımız olsaydı da biz de kurtulsaydık, derler. Ama heyhaat! Bu, boş bir temennîdir. Çünkü küfür ehli için oradan çıkmak, imkânsızdır. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com