Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, bir gün bir evde bâzı talebesiyle sohbet ediyordu. Vakit, akşam üzeriydi. Âniden sohbeti kesip, Molla Necmeddîn adlı talebesine dönüp sordu: - Sana bir şey söylesem yapar mısın? - Yaparım hocam. - Günah iş söylesem de yapar mısın? - Nasıl günah hocam? - Meselâ hırsızlık yapmanı istesem, yapar mısın? Molla Necmeddîn, durdu, düşündü ve; - Mâzur görün hocam, yapamam, dedi. Böylece îtiraz etti hocasına. Büyük velî bir başka talebesine sordu: - Sen yapar mısın evlâdım? - Yaparım hocam. - Hırsızlık da olsa yapar mısın? - Yaparım efendim. - Pekâlâ, şu karşıda gördüğün mütevâzı ev var ya. - Evet hocam. - O eve git. Duvardan atlayıp içeri gir. Odanın köşesinde bir torba altın olacak, onu al bize getir. Genç talebe; - Başüstüne hocam, dedi. Ve fırlayıp gitti o eve. O altınları getirdi hocasına. Ancak diğer talebeler çok merak etmişlerdi bunun hikmetini. Nihâyet sabah oldu. Aynı talebeye o altınları vererek; - Al bunları, götürüp ev sahibi yaşlı kadına teslim et. Merak ederse, "Bu gece hırsız girip çalacaktı bu altınları. Biz, onlardan önce davranıp kurtardık" dersin, buyurdu. Delikanlı yine; - Başüstüne hocam, dedi. Ve emri getirdi yerine. Büyük velî, sözünü dinlemeyen Molla Necmeddîn'e dönüp; - Eğer "Peki" deyip sözümü dinleseydin, sana pekçok gizli şeyler âşikâr olacaktı, buyurdu. Fakat ne yapayım ki, nasîbin yokmuş. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com