(Dünden devam) Ebû Zer-i Gıfârî "radıyallahü anh" Resûlullah Efendimiz'e bîat ederken; "Allah yolunda hiçbir kötüleyicinin kötülemesine aldırmayacağına ve hep doğru sözlü olacağına" dâir söz vermişti. Bu sözünün eri oldu. Bundan hiç şaşmadı. Hep böyle yaşadı. Resûlullah Efendimiz; "Dünyaya Ebû Zer'den daha sâdık kimse gelmedi" buyurmuşlardır. Resûlullahı çok severdi. Uğrunda canını verirdi. Nitekim bir defâsında; "Yâ Resûlallah! Kalbim Allahü teâlânın ve sizin muhabbetinizle doludur" diye arz etmişti. İLİMDE DERYADIR Hazret-i Alî "radıyallahü anh"; "Ebû Zer ilimde bir deryadır. O, insanların anlamaktan âciz olduğu ilimleri biliyordu" buyurdu. ONU ŞİKÂYET ETTİLER Şam şehrinin zenginleri Ebû Zer hazretlerinin zühd hâlini beğenmeyip, oradan gitmesi için Hazret-i Osmân'a şikâyette bulundular. Halîfe kendisini çağırdı. O da Medîne'ye geldi. Halîfe ile görüştü. Hazret-i Osmân; "Şam halkının senden şikâyet sebebi nedir?" diye sordu. O da sebebini arz edince; "Yâ Ebâ Zer, halkı zühd yoluna zorla sokmak imkânsızdır" buyurdu.