Mevlana Seyyid İbrahim Efendi "rahime-hullahü teâlâ" Allah adamlarındandır. Sevenleri olduğu gibi sevmeyenleri de vardır. Nitekim biri vardır ki bu zata dil uzatır. Gıybetini yapar. Allahtan da korkmaz. Ama büyük zat aldırmaz. Hatta cevap bile vermez. Bir gün sevenleri gelirler; - Efendim şu adamı susturun, derler. Ama O; - Hayır, buyurur. Eden kendine eder. - Efendim izin verin, biz söyleyelim, derler. - Hayır, buyurur yine. Bırakın söylesin. Her kaptan içindeki dışarı sızar. İyi de, o kimse ahlaksızdır. Meydanı boş bulunca iyice azıtır. Kötülüklerini daha da artırır. Hakaretinde gider çok ileriye. Gelip haber verirler bu büyük velîye. O zamana kadar sabreden İbrahim Efendi bu defa çok üzülür. Kalbi incinir derinden. Ve gadaba gelir birden. Döner sevdiklerine; - Onun dili, bir daha döner mi? O hakaretlerine devam edebilir mi? buyurur. Eyvah! Ok yaydan çıkmıştır. Allah dostu kırılmıştır. İşte ne olursa o anda olur. Adamın dili tutulur. Hem de o anda. Yani böyle buyurduğu zamanda. Bir kelime konuşamaz olur. Nitekim büyüklerimiz; "Evliya, açıkta duran kılıç gibidir. Onlara sataşanlar, o kılıca boyunlarını vururlar" buyurur. Onu bu halde görenler; - Bir velîyi incitenin hâli işte böyle olur, derler. Gönlü kırık velînin bir cümlesi, ne hâle soktu adamı. Ve dua ederler: - Yâ Rabbî! Evliyayı üzmekten koru bizi. Evet velîler, Allahın dostudurlar. Onların hürmetine yağdırılır yağmur, kar. Onların kalblerinden, kalblere feyiz akar. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com